Aman, müzik eğitimi Galatasaray'daki gibi olacaksa hiç olmasın!
Sevgili kardeşim Rasim Ozan Kütahyalı, "Türk okullarında verilen müzik derslerinde klasik Türk müziği öğretilmedi bu ülkede" dedi...
Sanki Batı müziği çok öğretildi de!...
Bizim okulda müzik dersi haftada bir saatti.
O da ortaokulda ha, lisede böyle bir ders hiç yoktu. (Anlı şanlı Galatasaray'da "sanat tarihi" dersi de yoktu. Psikoloji, son sınıfta, hangi çağdışı Fransız eğitimcisi akıl ettiyse, felsefe dersine "yedirilerek" anlatılıyordu. O dönemin köhne Fransız eğitim sistemi bu berbatlığıyla 68 olaylarının patlamasına da çanak tutmuştur.) Haftada bir saatlik müzik dersinde, ilkokul hocamız Manyak Enver, ortaokul hocamız Çoban Ferruh piyanonun başına geçer, Beyer metodunda ya da Hanon'un alıştırmalarında bile rastlanamayacak dandik çocuk şarkıları çalar, biz de hep bir ağızdan söylerdik. Sınıfın yarıdan fazlası "detone" olmak kaydıyla tabii.
Bu kadar. Ne müzik tarihi anlatılır, ne bir besteci tanıtılır, ne kimsenin herhangi bir eserinden iki parça çalınırdı bari kulağımız dolsun...
Eğitim sol anahtarıyla başlar ve biter, fa anahtarı bile öğretilmezdi.
Tövbe, müzik kitabımızın en dibinde, iki sayfa, kısa kısa bazı bestecilerin hayatları özetlenmişti birkaç satırla... Böylece müzik dersinden hepi topu iki şey hatırlıyorum.
Bir: Bach'ın Lüneburg Michaelis'te bir süre bulunduğunu (bu okul muydu yoksa kilise mi, onu da bilmiyorum.) İki: Hugo Wolf'un bir dericinin oğlu olduğunu.
Anlı şanlı Galatasaray bana müzik konusunda öğrete öğrete Hugo Wolf'un babasının mesleğini öğretebilmişti.
O zamanlar ne Internet var, ne cep telefonu ne bir şey... "Cebine indirmek" denilince çok başka bir şey anlaşılıyor. Üç kuruş öğrenci harçlığınla hangi plağı alıp da dinleyeceksin, üstelik seni kim yönlendirecek? ("West Side Story" filminin "original soundtrack recording"i Fitaş Pasajı'nda tam iki yüz liraya satılıyordu. Çok zırlayıp rahmetli babama doğumgünü hediyesi niyetine aldırmıştım da adamcağızın içine oturmuştu... Bugünkü rayiçle bin lira kadar...) Koy plağı pikaba da iki tane Wolf "lied"i çal, sonra "bakın çocuklar bu daha güzeldir" de ve iki tane de Schubert attır, öyle değil mi?
I ıh. Mevzuat ve de müfredat müsait değildi.
Hocalar da müfredat programının dışına çıkarlarsa bakanlıktan gelebilecek müfettişten Allah gibi korkarlardı.
Şimdi oturup Schubert'in o eşsiz "Erlkönig"ini ya da çok dokunaklı "Der Leiermann"ını tıngırdatırken içimden sunturlu bir küfür edeceğim görmüş olduğumuz eğitime ama Schubert'in hüzünlü atmosferi ağır basıyor, edemiyorum.
Hele Türk müziği ha?
Hele bir "hocam iki satır da Itri anlatın" de... En Batılı bestecimiz Dede Efendi, onu anlatın bari, "Gülnihal" nihaventtir, sol minöre yakın gelir, daha ne?
Yarısı Jean-Paul Sartre, yarısı Albert Camus hayranı olmak üzere ikiye bölünmüş okulda (bendeniz Camus'cüydüm hep) alay konusu olur, afaroz edilirdin. "Gerici" diye adın çıkardı.
Hele bir de ihbar ederlerse yandın.
Nâzım Hikmet okuyan bir çocuğu sürüm sürüm süründürmüşlerdi, onun gibi...
Sevgili kardeşim Rasim Ozan Kütahyalı, "Türk okullarında verilen müzik derslerinde klasik Türk müziği öğretilmedi bu ülkede" dedi...
Sanki Batı müziği çok öğretildi de!...
Bizim okulda müzik dersi haftada bir saatti.
O da ortaokulda ha, lisede böyle bir ders hiç yoktu. (Anlı şanlı Galatasaray'da "sanat tarihi" dersi de yoktu. Psikoloji, son sınıfta, hangi çağdışı Fransız eğitimcisi akıl ettiyse, felsefe dersine "yedirilerek" anlatılıyordu. O dönemin köhne Fransız eğitim sistemi bu berbatlığıyla 68 olaylarının patlamasına da çanak tutmuştur.) Haftada bir saatlik müzik dersinde, ilkokul hocamız Manyak Enver, ortaokul hocamız Çoban Ferruh piyanonun başına geçer, Beyer metodunda ya da Hanon'un alıştırmalarında bile rastlanamayacak dandik çocuk şarkıları çalar, biz de hep bir ağızdan söylerdik. Sınıfın yarıdan fazlası "detone" olmak kaydıyla tabii.
Bu kadar. Ne müzik tarihi anlatılır, ne bir besteci tanıtılır, ne kimsenin herhangi bir eserinden iki parça çalınırdı bari kulağımız dolsun...
Eğitim sol anahtarıyla başlar ve biter, fa anahtarı bile öğretilmezdi.
Tövbe, müzik kitabımızın en dibinde, iki sayfa, kısa kısa bazı bestecilerin hayatları özetlenmişti birkaç satırla... Böylece müzik dersinden hepi topu iki şey hatırlıyorum.
Bir: Bach'ın Lüneburg Michaelis'te bir süre bulunduğunu (bu okul muydu yoksa kilise mi, onu da bilmiyorum.) İki: Hugo Wolf'un bir dericinin oğlu olduğunu.
Anlı şanlı Galatasaray bana müzik konusunda öğrete öğrete Hugo Wolf'un babasının mesleğini öğretebilmişti.
O zamanlar ne Internet var, ne cep telefonu ne bir şey... "Cebine indirmek" denilince çok başka bir şey anlaşılıyor. Üç kuruş öğrenci harçlığınla hangi plağı alıp da dinleyeceksin, üstelik seni kim yönlendirecek? ("West Side Story" filminin "original soundtrack recording"i Fitaş Pasajı'nda tam iki yüz liraya satılıyordu. Çok zırlayıp rahmetli babama doğumgünü hediyesi niyetine aldırmıştım da adamcağızın içine oturmuştu... Bugünkü rayiçle bin lira kadar...) Koy plağı pikaba da iki tane Wolf "lied"i çal, sonra "bakın çocuklar bu daha güzeldir" de ve iki tane de Schubert attır, öyle değil mi?
I ıh. Mevzuat ve de müfredat müsait değildi.
Hocalar da müfredat programının dışına çıkarlarsa bakanlıktan gelebilecek müfettişten Allah gibi korkarlardı.
Şimdi oturup Schubert'in o eşsiz "Erlkönig"ini ya da çok dokunaklı "Der Leiermann"ını tıngırdatırken içimden sunturlu bir küfür edeceğim görmüş olduğumuz eğitime ama Schubert'in hüzünlü atmosferi ağır basıyor, edemiyorum.
Hele Türk müziği ha?
Hele bir "hocam iki satır da Itri anlatın" de... En Batılı bestecimiz Dede Efendi, onu anlatın bari, "Gülnihal" nihaventtir, sol minöre yakın gelir, daha ne?
Yarısı Jean-Paul Sartre, yarısı Albert Camus hayranı olmak üzere ikiye bölünmüş okulda (bendeniz Camus'cüydüm hep) alay konusu olur, afaroz edilirdin. "Gerici" diye adın çıkardı.
Hele bir de ihbar ederlerse yandın.
Nâzım Hikmet okuyan bir çocuğu sürüm sürüm süründürmüşlerdi, onun gibi...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Sonraki Haber
Daha Fazla Gör
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- ÖGG sınav sonuçları ne zaman, hangi tarihte açıklanacak? 112. Dönem Özel Güvenlik sınav sonuçları nereden öğrenilir?
- Emekliye %16.47'lik oranla zamlı maaşlar belli oldu! 2025'te SSK, BAĞ-KUR'luya refah payı ayarı: 12.500 TL alana...
- Meteoroloji tek tek uyardı: Sağanak yağış, kuvvetli rüzgar, buzlanma, çığ... Saatte 60 km hızla radara yansıdı!
- Kişilik Analizi: Ayak şekline göre hangi liderlik tarzına sahipsiniz?
- Konut kredisinde hesaplar yenilendi! 2 milyon TL konut kredisinin taksit tutarı ne kadar?
- Kuru fasulye pişirmenin sırrı! Bu yöntem ile fasulyeler dağılmıyor, gaz sorunu olmuyor
- Zihninizdeki olumsuzluğu sileceğiniz basit bir teknik: 10 saniyede kaygıdan kurtarıyor
- Taşıt kredisinde ödeme planları güncellendi! Taşıt kredisi faiz oranları ve taksit tabloları!
- Doğuştan sezgileri güçlü burçlar: İç sesine güveniyorlar
- Ruhsal gelişimin anahtarı: Her çocuğun bilmesi gereken 6 manevi alışkanlık
- AFAD Personel Alımları 2025 | 8 sözleşmeli bilişim personeli alımı yapılacak: Başvuru şartları ve detaylar
- En uzun gecede akaryakıt fiyatları güncelleniyor! Benzin ve motorin fiyatları