'Türkiye batmaz, batarsa okyanuslar taşar' sözü, ilk bakışta hamaseti akla getirse de, söyleyene baktığınızda iş değişiyor.
Ülkemizin önemli aydınlarından Alev Alatlı'ya ait sözün gerekçeli hali şöyle: "Unutmayın ki, düz akılla anlaşılmaz, pergele, cetvele gelmez, kendine has bir kimliği vardır Türkiye'nin. Batmaz. Batarsa okyanuslar taşar."
40'a yakın kitabı bulunan Alev Alatlı'nın Nasihatname başlıklı kitaplarından ilk ikisi okuyucu ile buluştu. Turkuvaz Kitap'tan çıkan kitapların isimleri bile manidar: "America the Beautiful": Fesüphanallah! ve All American He-Man: Hafazanallah!..
Kitaplar, tarihin derinliklerinden günümüze doğru ya da tersine, derinlemesine bir yolculuk. Batı'nın ve daha çok ABD'nin zihin yapısı önce 'fesuphanallah' dedirtmiş Alatlı'ya, hal ve istikballe ilgili tehlikeler de 'hafazanallah'...
Alev Alatlı'nın, 'yavrucuğum' diye hitap ettiği kızı Funda'nın şahsında her yaştan insanımıza hitaben kaleme aldığı ve 'uzun yaşamının bir tür zekatı' olarak da değerlendirdiği Nasihatname, yaşadığımız dünyayı hakkıyla tanımak ve değerlendirebilmek açısından benzeri zor bulunabilecek bir kılavuz.
"Bildiğim şeyleri mezara götürmek istemedim" diyen Alatlı'nın: "Elim henüz kalem tutarken, tecrübemi tecrübenize, bildiklerimi bildiklerinize, ömrümü ömrünüze katarak, 21'inci yüzyıldaki yolculuğunuzda size belirli bir avans sağlama gayreti" ifadeleriyle tanıttığı Nasihatname Serisi'nin 11 ciltten oluşması düşünülüyor.
Bildiğimizi zannettiğimiz birçok şeyin aslında öyle olmadıklarını delilleriyle ortaya koyup, ezberleri bozacak Nasihatnamelerin her birinde, onlarca 'Pencere' ve birçok da 'Necefli Maşrapa' mevcut.
BATI'NIN VE ABD'NİN RÖNTGENİ...
Her bir 'Pencere'de ele aldığı konuyu detaylıca ele alıp, arka planına ışık tutan Alatlı, gerekirse atlayın dese de, daha derinlere daldığı 'Necefli Maşrapa'ları okumadan geçmek zor.
İlk kitabın 'Tanrısal bir lütuf' başlıklı penceresinde, New York'daki Özgürlük Heykeli yani 'Statue of Liberty'nin insanlık tarihinin en yaman sahtekarlıklarından birisi olduğunu söylüyor, Alatlı. Mültecilerin sığınağı olarak lanse edilen ABD'nin 'yoksullara zırnık koklatmayan bir ülkeye dönüşmesi' bunun sebeplerinden birisi.
Süveyş Kanalı'nın 1867'deki açılışı için düşünülen heykelin Babil ilahelerinden İştar'ı, yani İlluminatı/Babil Tarikatı'nın sembolü İsis'i temsil ediyor olması, 'ABD nere, Mezopotamya nere' dedirtiyor.
'Mezopotamya'nın aşk ve savaş tanrıçası İştar ya da İsis' konusunun hafife alınmamasını ihtar eden ilk Necefli Maşrapa Diyarbakır'da 'İştar' ismiyle yayınlanan dergi ve sonraki de 'Yeşiller' ile sürünce, kafanız fena karışıyor.
Mezopotamya, Roma, eski Mısır ve Yunan; Masonlar, Tapınakçılar, İllumunati; Yeşiller, Öjenizm; ABD, Avrupa, Türkiye… Pencereler ve Necefli Maşrapalar birbirini takip ettikçe, alakasız gözüken konuların aslında ne kadar bağlantılı olduğuna şahit oluyorsunuz.
Alatlı'nın şu tespiti, meselenin kısa özeti: "Yeni Dünya Düzeni'nde mevzubahis olan 'tek din', Yahudilikle Hıristiyanlığın füzyonu olan Evangelizm'dir. Evangelizm'in ne olduğunu bilmezsek, Amerika Birleşik Devletleri'nin niye bu kadar ısrarla ve kayıtsız şartsız İsrail'i desteklediğini anlayamayız. ABD'nin Irak'ta, Orta Doğu'da, hatta Kara Afrika'da ne yapmak istediğini de doğru okuyamayız."
Batı'nın ve ABD'nin adeta bir röntgeni olan kitapların, bahsi geçen coğrafyalara ve zihniyetlerine tutkun olanlarca okunma ihtimali zayıf. Ama siz bir an evvel alıp okumaya başlayın bence…