'Bedenen Avrupa'da olsalar da, ruhen hep Türkiye'de bulundukları', Almanya başta olmak üzere Avrupa'da yaşayan insanımızla ilgili yapılabilecek en anlamlı değerlendirmelerden birisidir.
Kimisi bulundukları ülkenin vatandaşı da olan insanımızın büyük bir çoğunluğu daha çok Türkiye'deki gelişmelere odaklanır ve dikkatle takip eder. Yaşadıkları ülkede hangi partinin ya da liderin seçimleri kazandığı ya da kazacağından daha çok Türkiye'deki seçimler ilgilendirir ve bu başından beri böyledir.
Geçtiğimiz hafta sonu İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatı (İGMG) Bölge Başkanlığı tarafından Bremen'de gerçekleştirilen 'Aile ve Bayram Şöleni'nde bu kanaatin doğruluğunu yeniden test etme imkanı bulduk.
Teşkilatın eğitim merkezi ve mescit olarak kullandığı binanın önündeki sokakta 4 gün süren programda, Bremen ve havalisinden gelen Türkiye kökenlilerin yanında, çeşitli ülkelerden gelen Müslümanlar ve tabii Almanlar da ağırlandı.
Gün boyunca ve akşamları da süren etkinlikte, hemen her kesime yönelik programları izleme yanında aynı çevrede yaşayan ve birbirlerini sık göremeyen insanların buluşmaları ve selamlaşmaları da temin edilmiş oldu.
Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Almanya'da da Türkiye kökenli siyasetçilerin genellikle sol ve marjinal kesimden olması, alışılmış ve nerdeyse kanıksanmış bir durumdur. Ancak Bremen'deki programı izlemeye gelenler arasında, insanımızın değerleri ile barışık Türkiye kökenli eyalet milletvekilleri de vardı.
Oradaki vatandaşlarımızın Almanya siyasetine olan ilgilerinin önceki yıllara nazaran artmaya başladığını gösteren bu durum, insanımızın artık akıntıya kapılmadığını ve kendisinden oy istemeye gelen partilere adaylar konusunda gerekli uyarıları yaptıklarının göstergesi.
Avrupa'daki insanımızın eğitim konusuna daha eğilmeye başlaması, en önemli gelişmelerden. Başta İGMG olmak üzere, Türkiye kökenli kuruluşların eğitime yönelik çalışmaları, çok sevindirici.
İstanbul çok önemli…
Programın katılabildiğim bölümünde muhatap olduklarımızın Türkiye'deki gelişmelere yönelik sorular sormaları, alışıldık olanın tekrarıydı. İlgi çekici olan ise, soruların daha çok İstanbul seçimleri ile ilgili olması ve alınan cevapları yürekten gelen duaların takip etmesiydi.
Programa Türkiye'den katılan Bahadır Yenişehirlioğlu, Ömer Döngeloğlu, Abdülkadir Şehitoğlu, ve Mahmut Şevket Bayram'ın da benzer sorulara muhatap olmaları, insanımız için İstanbul'un büyük bir önem taşıdığının göstergesi.
Kısa sohbetlerin çoğunda 23 Haziran İstanbul seçimlerinde Saadet Partili seçmenin nasıl davranacağı, önemli maddelerdendi.
Konuştuklarımızın çoğunun, CHP'nin kazanması durumunda İstanbul'un yaşayabileceği olumsuzluklara işaret ederek, Saadet Partili seçmenlerin 23 Haziran'da Binali Yıldırım'a oy vereceğine inandıklarını vurgulamaları da, dikkat çekiciydi.
Sohbete katılanlardan birisinin sarf ettiği, 'benim açımdan İstanbul'u CHP adayının kazanması ile AK Parti adayının kazanması arasında herhangi bir fark yoktur' şeklindeki söze yönelik tepkiler de, bu tür tartışmaların yaygın olduğunun bir belirtisi.
Bremen ve havalisinde oturanlar başta olmak üzere Avrupa'daki vatandaşlarımızın birçoğunun İstanbul'da oturan tanıdıklarını arayıp yenilenecek seçimleri mutlaka Binali Yıldırım'ın kazanmasına destek olmalarını istediklerini de belirtelim bu arada.…
İstanbul'un ruh köküne yabancı ellere geçmesi ihtimali, belli ki Avrupa'daki insanımızı da kaygılandırıyor ve bunun olmaması için ellerinden geleni yapmayı da bir vazife biliyorlar…