Mutlaka yazılması gerektiğini düşündüğünüz bazı kitaplar vardır. Yayınlanmasını heyecanla bekler ve hemen alıp, okursunuz…
Turkuvaz Kitap'tan çıkan 'Dün Dündür' isimli 'Mehmet Barlas Kitabı', bence o kitaplardan birisi. Göksan Göktaş'ın Mehmet Barlas'la yaptığı nehir söyleşiden oluşan ve keşke biraz daha uzun olsaydı dedirten kitap, ülkemizin yakın tarihi ile ilgili adeta hazine değerinde bilgilerle dolu.
1942 doğumlu Mehmet Barlas'ın babası Cemil Sait Barlas, CHP'nin Gaziantep Milletvekillerinden olup ticaret, ekonomi ve devlet bakanlıkları yapmış bir isim. Baba Barlas'ın evinde düzenlenen ve her kesimden insanın katıldığı sohbetler, babasından sonra Mehmet Barlas tarafından sürdürülmüş.
Mehmet Barlas, 1950'li yıllardan itibaren İsmet İnönü, Celal Bayar, Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Turgut Özal başta olmak üzere siyasetin hemen bütün önemli isimleri ile tanışık.
Çeşitli zamanlarda evlerindeki toplantıların müdavimi olan Münir Nurettin Selçuk, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Çetin Altan, İlhan Selçuk, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi sanat ve edebiyat dünyasından isimler yanında başta Vehbi Koç, iş dünyasının duayenleri ile ilgili de dikkat çekici hatıraları var Mehmet Barlas'ın.
Listeye Kenan Evren ve dönemlerinin önde gelen generallerini de ilave etmek gerek.
Babasının 1960'tan sonra Kurucu Meclis Üyesi olmasıyla 18 yaşında gazete sahibi ve yöneticisi (Son Havadis) olmuş Mehmet Barlas. Sonrasında da Cumhuriyet'ten Hürriyet'e, Akşam'dan Tercüman'a, Milliyet'ten Sabah'a bilinen hemen bütün gazetelerde ve yine TRT başta olmak üzere televizyonlarda değişik konumlarda çalışması sayesinde, Türkiye'nin yaşadığı hemen her önemli olaya da doğrudan tanıklık etmiş.
'Erbakan Şeriatı getirmeyecek!..'
Hayatını gazeteci ve televizyoncu olarak sürdüren ve halen bu faaliyetine Sabah Gazetesi'nde başyazar olarak devam eden Mehmet Barlas'ın anlattıkları, tarihe düşülen notlar. Bunların, özellikle de yakın tarihe meraklı olanlara geniş ufuklar açabileceği şüphesiz.
Mesela İsmet İnönü'nün eşi Mevhibe Hanım'ın, 40'yı yıllarda dönemin Maarif Bakanı Hasan Ali Yücel'i çağırıp: 'Ömer'le Erdal büyüyorlar, üniversite okuyacaklar. İstanbul'a göndermek istemiyorum, burada üniversite açtır' demesi ve Ankara Üniversitesi'nin 1946'da böylelikle açılması, az bilinen hususlardandır.
Gazetelerde genellikle üst düzey görevler yapmış bulunan Barlas'ın, geçmişin gazete patronları ve yöneticileri ile ilgili hatıraları dikkat çekici. Nadir Nadi, Ercüment Karacan, Erol ve Haldun Simavi, Kemal Ilıcak, Mehmet Ali Yılmaz, Abdi İpekçi, Aydın Doğan ve başkaları ile ilgili anlatılanlar, basın tarihimizden yansımalar…
Medya patronları ile inişli çıkışlı münasebetleri olan Barlas'ın anlattıkları, bazen gülümsetirken, bazen de düşündürüyor.
Bazıları her devrin adamı olarak değerlendirse de, Mehmet Barlas'ın dik duruşu sebebiyle her devrin mağdurlarından olduğunu fark etmek, şaşırtıcı.
Fıkra tadında bir olayın özetini aktarıp, sonrasını kitaba bırakalım: 28 Şubat günlerinde, bir yemekte sosyetenin soğuk davranışları ile karşılaşırlar. Canan Barlas'a göre sebep oğullarının düğününe davet etmemeleridir…
Ancak Mehmet Barlas'ın, "Erbakan bize yerleşti, kendisinden söz aldım, Türkiye'ye Şeriatı getirmekten vazgeçti" dediği bir hanımın: "Ah Mehmetçiğim, nihayet doğru şeyler yapmaya başlamışsın" demesi, çevrelerindekilerin zeka seviyesini anlamalarını sağlar…
Hülasa: 'Dün Dündür/Mehmet Barlas Kitabı', bitirmeden bırakamayacağınız bir kitap...