El-İdrisi'nin (1100-1166) Halife el-Me'mun'un haritasını temel alarak çizdiği Dünya Haritası, Takiyeddin'in 1559 yılında yaptığı Mekanik Saat, Ebu Said Es-Siczi'nin Planetaryum'u, Abdurrahman es- Sufi'nin gök küresi, Abdurrahman el-Hazini tarafından 12. Yüzyılda yapılan su ve ağırlık prensibine göre çalışan Dakika Terazisi, İbn-i Sina'nın el-Kanun fi't Tıp Kitabı…
Yukarıda sayılanlar İslam Medeniyetinin 9. ve 16. yüzyıllar arasında verdiği eserlerden bazıları… Bunlar ve daha başkaları, genel olarak işittiğimizde gururlandığımız ve sonrasında unuttuğumuz şeylerdi. Ta ki Prof. Dr. Fuat Sezgin'in başını çektiği çalışmalarla, yazılı kaynaklardaki tarif ve resimlere dayanılarak modelleri yaptırılıp Frankfurt ve İstanbul Gülhane'deki müzelerde sergilenene kadar...
Alman Hocası Hellmut Ritter'e 1943'te sorduğu "Müslüman matematikçiler var mı?" sorusuna: "Matematikçilerin büyük kısmı Müslümanlardandır" cevabını aldıktan sonra Bilim Tarihi yolculuğuna başlayan Rahmetli Fuat Sezgin'in yaptıklarına ve söylediklerine dikkat kesilmemizde fayda var.
27 lisan bilen Fuat Hoca'nın 70 yaşına kadar günde 17-18 saat çalışarak kazandığı ilmi seviye, özellikle de bizim geleceğimize ışık tutacak altın değerinde bilgilerle dolu.
Müslümanların ilim alemine katkıları konusunu geçiştirilmekten kurtaran bir isim Fuat Sezgin. Almanya'da ve bir benzeri de İstanbul Gülhane'de oluşturduğu İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzeleri de, Müslümanların bilim ve teknoloji konusuna yaptıkları katkıları modelleme suretiyle ete kemiğe büründüren muhteşem bir hizmet.
Bugün kendi gemisini, denizaltısını, zırhlı aracını, tankını, İHA ve SİHA'sını yapmaya başlayıp uçağını, uydusunu, elektrikli otomobilini yapmaya soyunan Türkiye'ye: 'Yapabilirsin, çünkü vaktiyle yapmıştın' mesajını en kuvvetli şekilde vermekte, İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi.
'Çok okumalıyız!..'
1960 darbesi ile yolu Almanya'ya düşen ve ömrünü Müslümanların Bilimler Tarihine katkılarını arayıp bulmakla geçiren Fuat Sezgin'in söyledikleri de çok önemli.
İçinde bulunulan zilletten kurtuluşun reçetesi Fuat Hoca'nın yaptıkları yanında söylediklerinde de saklı. İşte bu sebeple: "Türkiye'nin en büyük meselesi aşağılık duygusundan kurtulmak ve Türk milletini yaratıcı yapmak... Bilimler Tarihi'nin vazifesi de, benim vazifem de budur" diyen Fuat Hoca'nın yaptıkları ve söylediklerini dinlemekte büyük faydalar var.
Takvim'den Ali Değermenci'nin röportajındaki şu sözleri mesela: "Bilimler Tarihi'ne periyodik olarak birçok ülke katkıda bulunmuştur. Fakat Müslümanlar Bilimler Tarihi'nin en az 800 yıllık yaratıcılık merhalesini ellerinde bulundurmuşlardır.
Batı kaynakları bu tarihi çok kısa olarak göstermeye çalışmıştır fakat ben araştırdıkça bunun çok yanlış olduğunu gördüm. Batılı tarihçiler, 'İslam Bilimi, 1250 yılında durdu' diyorlar. Fakat araştırmalarda 1250 yılından sonra başka bir merhaleye geçtiği görülmektedir."
Fuat Hoca'nın 'Türkiye'nin neler yapması gerekir' sorusuna cevabı da şöyle: "Biz Türkler okumayan bir milletiz. Bunu değiştirmek lazım. Bunu ancak öğretmenler değiştirir ama öğretmenler de bunu bilmiyor ne yazık ki... Önümüzdeki dönemde konferanslar vermeyi planlıyorum, orada bu uyarıları yapmayı planlıyorum."
Cumhurbaşkanımızın Fuat Sezgin Hoca'nın cenazesinde yaptığı "2019 yılını inşallah Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Yılı olarak ilan edeceğiz" şeklindeki açıklama, konunun ciddiyetle ela alınacağının müjdesi.
Yazıyı Hoca'nın mesajı ile bitirelim: Yapabilirsiniz, çünkü vaktiyle yapmıştınız!..