ABD Başkanı Trump yılan hikayesine dönen Suriye'den askerlerini çekme kararını yine revize etti.
Bu revizyonda çekilmenin Rusya ve İran'a yaradığını söyleyen Pentagon'un tesiri olduğu açık.
Amerikan askerlerinin kuzeyde Ayn El Arap ve Kamışlı'da tekrar görünmesi ve doğuda tahkimat yapması Trump'ın da bu değişikliğe ikna olduğunu düşündürüyor.
Trump'ın gerekçesi her zamanki gibi çıplak: "Petrolüelimizde tutmakistiyoruz. Ayda 45 milyondolar? Petrolkalsın. Petrolbizde."ABD başkanlarınınsaldırganOrtadoğu politikalarınınaltındaki en kritik faktörün"bu bölgedeki petrolündünyaya dağıtımı"olduğunu hep söylerdik.
Washington'ın bu kontrol ile Çin ve diğer gelişen ülkeler üzerinde bir etki alanı oluşturduğunu ve bu anlamda bölgeden hiç bir zaman çekilmeyeceğini konuşurduk. Ancak hiçbir ABD başkanıTrump kadar açıksözlü olmadı.
Bu açık sözlülük bir erdemin ifadesi değil elbette.
Amerikan cüretinin bir yansıması...
Ancak Trump, yine de Obama ve önceki başkanlar gibi örtülü konuşmadığı gibi gerçeklerin dünya kamuoyunun önüne dökülmesini de sağlıyor. "Değerler" adına çıkarları haklılaştırmaya çalışmıyor.
Bu durumu yüzbinlerce insanını öldüren Esad bile fark etmiş.
NBC'ye mülakatında "kendisi en iyi AmerikanBaşkanı. Politikaları çokiyi olduğundan da değil;en şeffaf Başkan olduğundan... Trump, 'Petrolüistiyoruz' derken açıkçasöylüyor. Şeffaf bir düşmandanbaşka ne isterizki?" demiş.
Bizi ilgilendiren konu ise YPG elebaşının Washington'a davet edilme ve petrol gelirinin bu örgüte verilmesi ihtimali.
Washington hatadan hataya savruluyor.
Binlerce tır silah verdiği gibi şimdi de petrol gelirlerini YPG terör örgütüne mi tahsis edecek? Anlaşılan,CENTCOMcu zihin, 3-4milyar dolar yatırım yaptığıbir taşeronu eldenbırakmak istemiyor. Petrol, YPG'ninömrünü uzatır mı?
Barış Pınarı Harekatı ile YPG'ye en ağır darbe vuruldu.
YPG'nin "siyasi entite"olarak varlığını devam ettirmeçabası er ya da geç başarısızlıklasonuçlanacak.
Ferhat Abdi Şahin de, bugünlerdeki bütün cila faaliyetlerine rağmen, PKK'nın Suriye kolunun ele başısı olarak kodlanacak.
Türkiye'nin tasfiye edilecek terör ele başıları listesindeki yerini koruyacak.
Ancak bu arada YPG'nin de sonunu geciktirmek için her türlü çabaya başvuracağı aşikar.
YPGliler, ABD, Rusya ve Esed rejimi arasında mekik dokuyacak. AnlaşılanABD de,Suriye'nin petrolbölgesindeYPG'yibir süre dahakoruyacak.
Ne petrol geliri ne de Batı'daki abartılı reklam kampanyaları YPG'yi meşrulaştıramaz.
Sahada da koruyamaz.
"Mağduriyet"havası uzun sürmez
Bakmayın Batı başkentlerindeYPG'yi sahiplenmekiçin estirilen "Kürtlerinmağduriyeti" havasına.
Barış Pınarı sırasında Resulayn ve Tel Abyad'dan ayrılan halkın güvenlik sağlanınca geri dönmesi üzerine Avrupa başkentlerindeki "buraya gelecekler" korkusu dindi.
Avrupa kamuoyundaki gerçek kaygı PKK'lıların geleceği değil, Suriyeli mültecilerin nereye gideceği.
Türkiye'nin kurduğu güvenli bölgelere sığınmacıların yerleştirilmesi ile Avrupalılar da çözümün gerçek adresini görecek.
YPG'nin Suriye'nin kuzeyinde kontrol ettiği bölgelerde "istikrar" olduğu, Türkiye'nin operasyonuyla bunu bozduğu zannediliyordu.
Bu istikrarın "sahte"olduğu, Türkiye'nin "gerçekistikrarı ve sığınmacılarınülkesine dönmesini"göstermesi ile daha da netleşecek.
Arap halkları "YPG'yeyapılan haksızlık" iddiasınızaten hiç satın almadı. Barış Pınarı'na tepkigösteren Arap liderlerinise başları ABD'ninOrtadoğu politikasınınbelirsizliği ile belada.
Her geçen gün Rusya'nın arabuluculuğu sayesinde İran ile anlaşmaya doğru gidiyorlar. Trump arabuluculuktaiddialı, ancak asıl maharetPutin de gibi görünüyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.