Başkan Erdoğan, büyükşehir belediye başkanları ile yerel sorunların çözümü odaklı bir toplantı yaptı. Bakanların ve Yerel Yönetimler Politika kurulu üyelerinin de katıldığı toplantıda Erdoğan, başkanların önerilerini dinledi, ilgili talimatları verdi. Sergilediği kucaklayıcı, sahici ve icracı performansıyla da muhalefeti şaşırttı. CHP belediyelerine mali ya da idari baskı uygulamayı bırakın, sorunlarını çözme yönünde davranacağını gösterdi. Böylece Erdoğan, seçim dönemi psikolojisinden çıktığını ortaya koydu. Konuşmasında "Terörörgütleriyle arasınamesafe koymayı başarmış belediyebaşkanlarımızla birlikteolmaktan memnuniyet duyuyorum"diyerek terörle mücadeledekararlılığını da vurguladı. BunuCHP'li başkanları pozitif anlamdamuhatap alarak yaptı. Bu toplantıkayyım atamaları ile birlikte okunduğundaErdoğan'ın önümüzdeki dörtyıl için elinde ne çok siyaset imkanıbulunduğu da netleştirdi.
***
Önümüzde dört yıl daha seçim olmamasına rağmen parti siyasetinin bu ölçüde hareketli olması ülkemiz için yeni bir durum. Denebilir ki, muhalefet şimdilik erken seçim istemese de ekonominin gidişatına bağlı olarak 2020 ya da 2021'de seçim bekleyen çok. Canlılık da bundan... Yani hem yeni oluşumlar hem de kendisini unutturmak istemeyen siyasetçiler bu beklentiden hareket ediyor.
Nitekim en son Ali Babacan bu yıl bitmeden parti kuracağını açıkladı.
Ahmet Davutoğlu'nun daha erken parti kurmasından söz ediliyor.
Millet İttifakı'nın 2018'deki Cumhurbaşkanı Adayı olan Muharrem İnce de erken seçim beklentisiyle yeniden cumhurbaşkanı adayı olacağını söyledi.
İnce'nin çıkışında İBB Başkanı İmamoğlu'nun popülerliğinden duyduğu rahatsızlık da etkili olabilir. Ve bu çıkış CHP çevrelerinde bir tartışma çıkarmaya aday. Yine de İnce'nin sahalara inmesinin mazereti erken seçim ihtimali imiş.
Tabii bu arada, AK Parti çevrelerindeki tartışmaları ve yeni oluşumları öne çıkaranlar Erdoğan'ın "sıkıştığını" söylemekten mutluluk duyuyorlar. 31 Mart seçimlerinin sonuçlarından hareketle yeni oluşumların Cumhur İttifakı'nı yüzde 50'nin altına çekeceğini hesaplıyorlar. Bir erken seçim hayali ile çeşitli anketler de yayımlanıyor. Parti siyasetinin şenlenmesi medyaya gündem oluşturuyor elbet. Ancak erken seçim hayali ile ortalığı şenlendirenlerin üç nedenle hesap hatası içerisinde olduğunu söylemeliyim.
1-Cumhurbaşkanlığı sistemindeki ilk dönemi yaşıyoruz ve daha dört yıl var.
Bu süre boyunca yaşanabilecek kritik iç ve dış politika gelişmelerinde mevcut parti ittifaklarının iç dengelerinin değişebilme ihtimalini öngörebiliriz.
Zaten erken seçim için Meclis'te 360'ı bulmak hiç de kolay değil.
2-Başkanlık on yedi yıllık bir iktidar tecrübesi olan Erdoğan'ın elinde.
Bir yıllık uygulamanın iyileştirilmesi ile daha olumlu sonuçlar alabilecek bir süre var önünde. Erdoğan, parti siyasetine denklemleri değiştirebilecek şekilde müdahale edebilme maharetine ve imkanına sahip. Siyasetçilerin kendi pozisyonlarını belirlerken muhattap aldıkları ana öteki Erdoğan. İster İmamoğlu, İnce olsun ister Davutoğlu ve Babacan olsun parti siyasetlerini, farklı tonlarda bile olsa, Erdoğan'a yönelik tutumları ve söylemleri ile belirleme bağımlılığındalar.
3-Yeni Kongre sürecinde AK Parti'deki seçim ve iktidar yorgunluğunu toparlayan Erdoğan muhalefetin öne çıkardığı yapıcı önerileri gerçekleştirerek ellerinden alma imkanını her zaman elinde tutacak. Son beş yıldır seçim dönemlerinin ve kritik mücadelelerin olağanüstülüğünde gördüğümüz bir Erdoğan vardı. Şimdi ise dört yıllık seçimsiz bir dönemi çok boyutlu imkanların elinde tutmak gibi bir fırsatı var. Şenlik başladı ama bu yarışın maraton olduğunu gözden kaçırmayalım. Bakalım kimlerin nefesi yetecek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.