Washington, 31 Mart seçimleri sonrasına bıraktığı S-400 gerginliğini tırmandırıyor. Cumhur İttifakı'nın lehine olacağını düşünerek erteledikleri eleştirileri birer birer ortaya koyuyorlar.
Aslında Başkan Erdoğan'ın ABD'yi Venezuela krizinde ve Golan Tepeleri'nin ilhakı konularında eleştirmesinden duydukları rahatsızlıkların hepsini S-400 üzerinden seslendiriyorlar.
Anlaşılan bu gerginliğin halkaları F-35'lerle sınırlı kalmayacak, devamı gelecek...
Dahası, Trump yönetiminden yetkililer eleştirilerini NATO'nun 70. yılı münasebetiyle yapılan toplantıya denk getirerek konuyu NATO ile de irtibatlandırdılar.
Hedefleri NATO üyelerini baskı yaparak yanlarına çekmek.
S-400 konusunda NATO'nun Türkiye'yi karşıya almasını sağlamak.
Bu amaçla Brunson krizinden bildiğimiz ABD Başkan Yardımcısı Pence yeniden sahnede: "Türkiye bir karar vermekzorunda. Tarihin enbaşarılı askeri ittifakındakritik bir ortak olarak yeralmaya devam etmek miistiyor yoksa ittifakımızıtehlikeye atan böyle pervasızkararlarla ortaklığımızıngüvenliğini tehlikeye atmakmı istiyor?"Pence'in tehdit dolu cümlelerinecevap CumhurbaşkanıYardımcısı Fuat Oktay'danaynı sertlikte geldi: "ABDbir karar vermek zorunda. Türkiye'nin müttefiki olarakkalmak mı yoksa NATOmüttefikinin düşmanlarınakarşı savunmasını tehlikeyeatarak teröristlerle güçlerinibirleştirip dostluğumuzuriske atmak mı?"
***
Washington'un ana iddiası S-400'lerin kurulması durumunda F-35'lerin veri güvenliğinin olmayacağı. Bu iddiadan yola çıkarak F-35 paydaşlarını harekete geçirmekle kalmıyor.
NATO'yu da bu yöne kaydırmaya çalışıyor. Şu ana kadar NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, "NATO üyelerisilah alımıyla ilgili kararlarınıbağımsız alır" pozisyonunda.
Hatta iki ülkeye sorunu orta yol ile çözmeyi de öneriyor.
Ankara bu öneriye açık.
Nitekim Dışişleri Bakanı ortağı olduğu F-35'lerin veri güvenliği ile ilgili ortak teknik komite kurmayı önerdi. Ancak Washington'un derdi teknik değil. Ne genel silah pazarında ne de NATO üyelerinin askeri envanterinde Rus mallarının olmasını istemiyor. Türkiye üzerinden bütün başkentlere ders verme niyetinde.
***
Zamanında Ankara'nın güvenlik ihtiyacını Patriot sistemini satarak karşılamamasının hata olduğunu Başkan Trump bile kabullenmişken ve anlaşma bitmişken Washington, gerginliği yükseltmeyi tercih ediyor.
Stoltenberg'in orta yol bulma önerisini dikkate almıyor. Pence, gerginliği çok daha sorunlu bir düzleme çekiyor.
Türkiye'nin NATO üyeliğini tartışmaya açabileceklerini ima ediyor. NATO'nun geleceği konusunda Avrupa ile anlaşmazlık yaşan ABD, Türkiye'yi de baskılayarak ittifak içi bir krizi tetikliyor. NATO'da üyelikten çıkarma gibi bir husus yok.
Ankara'nın NATO'ya verdiği önem ortada.
Kaldı ki Ankara, iddia edildiği gibi S-400'leri ABD ve Rusya'yı birbirine karşı kullanmak için almadı. Suriye iç savaşı sırasında açıkça görülen hava savunma ihtiyacını karşılama derdinde. Washington'ın Ankara'ya NATO'yu gösterip "karar ver" demesi ciddi bir hata. NATO ittifakını ikili gerginliğin içine çekerek yıpratmak demek. Demem o ki, Washington'un zaten çözülmemiş diğer ikili gerginliklere (FETÖ iadesi, Halkbank, Menbiç, YPG desteği ve güvenli bölge) yenilerini (F-35, yaptırımlar ve NATO tartışması) eklemesi NATO'yu da krize sürükler. İttifakın ABD dışındaki üyelerinin sorunun orta yolla çözülmesine katkı vermesi gerekir.
Kriz çözülmezse iki ülkenin savunma sanayilerine zarar vermekle kalmayacak. ABD, Avrupa, Rusya ve Türkiye bağlamında stratejik bir depremi tetikleyecek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.