Son beş gün içinde Trump yönetiminin kurmay ekibinden üç isim Türk yetkililerle görüştü.
Önce ulusal güvenlik danışmanı McMaster, sonra savunma bakanı Mattis ve daha sonra Dışişleri Bakanı Tillerson Ankara'ya Zeytin Dalı Harekâtı hakkındaki görüşlerini iletti. Ve Ankara'nın "terörörgütü YPG'yedesteği kesin" uyarısını dinlediler elbette.
Trump yönetimindeki dağınıklık ve çok başlılık sebebiyle bu görüşmelerden sadra şifa bir sonuç çıkması beklenmiyor.
McMaster'ın Başkan Trump'ın Türkiye'nin kaygılarını anlamada özel bir ilgisinin olduğunu söylemiş olması kuvvetle muhtemel.
Ancak gerçeklik çok farklı.
Başkan YPG'ye desteği kesme sözü verdiği halde savunma bakanlığı 2019 bütçesinde SDG yani YPG'ye 550 milyon dolarlık bir yardım öngörebiliyor.
Bu durumu sorduğunuzda cevap da hazır: "Neyapalım Washington'dakikurumlarda farklı görüşlervar." Hiçbir anlamı olmayan, nafile bir açıklama.
***
Aslında dört-beş yıldır ABD'li yetkililerle yapılan Suriye görüşmelerinden olumlu bir sonuç çıkmıyor. Mayıs 2013'te Obama yönetimi ile kopan işbirliği, bütün görüşmelere rağmen, yeniden tesis edilemedi. İkili ilişkiler önce Esed rejiminin geleceği sonra da YPG merkezli olarak sürekli kan kaybediyor. Aradaki güvensizlik gittikçe derinleşiyor.
Aslında Washington'dan kiminle görüşüldüğü de fark etmiyor. Sonuç değişmiyor, ABD'lelir verdikleri sözleri tutmadıkları gibi sahada Türkiye'nin aleyhine adımlar atmaya devam ediyorlar. Elde kalan tek şey "güvenlik kaygılarınızıanlıyoruz, farklıgörüşlerimiz var, görüşmeyedevam edelim" cümleleri oluyor.
Başkan Trump'ın ikili ilişkiler toparlaması için de bir yıl beklendi. Rakka operasyonu YPG yerine Türkiye ile birlikte yapılsaydı yeni bir işbirliği dönemi başlayabilirdi. Olmadı;
Obama politikası hızlandırılarak takip edildi.
***
Zeytin Dalı operasyonu işte bu kördüğüm haline gelen görüşme trafiğini sonuç üretmeye zorlayacak bir gelişme oldu. ABD'li yetkililer hâlâ "sınırınızdakimeşru güvenlik endişelerinizianlıyoruz" ve "Deaş ile mücadeleyizayıflatmayalım" cümlelerini tekrar edip duruyor. Ancak bu defa diplomatik görüşmelerden olumlu ya da olumsuz sonuçlar çıkmak zorunda.
Zira Ankara YPG ile askeri mücadelesini başlatarak sahayı hareketlendirdi.
Esed ve İran güçleri de Deyr ez Zor'da enerji bölgelerini ele geçirmek için YPG'ye karşı hamleler yapıyor.
ABD bu hamleleri şimdilik sert şekilde durdurduysa da bir yandan Suriye'deki güçlerin odağı giderek YPG üzerine odaklanıyor.
Diğer yandan ise CENTCOM, taşeronu olan YPG-PKK'yı kontrol edemiyor.
***
Washington yeni bir çözüm bulamazsa eğittiği YPG'lilerden daha çok sayıda militan Afrin'e geçecek ve orada TSK tarafından etkisiz hale getirilecek. PKK-YPG'nin büyük kayıplarının verdiği çöküntü ile Türkiye'ye toptan saldırısı söz konusu olabilir.
Hem Türkiye, hem Irak ve hem Suriye'de. Bu da ABD'nin ya YPG ile ya da Türkiye ile ilişkisinin sonu demek.
Mattis'in YPG'yi "PKK'dan ayırabileceklerini,hatta PKK'ya karşısavaştırabileceklerini" söylemesi, komik olmakla birlikte, ABD'nin yeni bir YPG politikası oluşturmaya mecbur olduğunu anlamaya başladığını gösteriyor. Ancak Tillerson'un Ankara'ya gelirken "YPG'ye ağır silah yardımıyapılmadı, toplanacakbir şey yok" açıklaması ise getirilecek yeni tekliflerin de kozmetik ayrımlar üzerinden yürüyeceğini düşündürüyor.
Savunma Bakanı Canikli'nin muhatabına ilettiği "YPG'yi SDG'den ayırın" önerisi daha makul bir fikir. Türkiye'nin gözetiminde ve onaylayacağı Arap, Kürt ve Türkmen gruplarla SDG'yi yeniden yapılandırmak müzakere edilebilir.
***
ABD'li yetkililer bir süre daha teklif ve üstü örtülü tehditlerle Türkiye'yi oyalamak isteyebilirler. Fark etmez, artık katar yola çıktı. Zeytin Dalı operasyonu başarılı oldukça eninde sonunda Washington ile sonuç alınacak diplomasi trafiğine ulaşacağız. İster olumlu ister olumsuz, artık görüşmek sonuç verecek.
Umalım ki Trump yönetimi "Türkiye kontrolden çıktı,sert durun" tavsiyesine değil, "Suriye-YPG politikasınıTürkiye'nin endişeleri çerçevesinderevize edin" önerisine kulak verir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.