Hatırlıyorsunuz... Bir dönem Dünya Domuz gribi salgını ve bunun getirdiği panikle sarsılmıştı. Adına şarkılar bile yapılmıştı. İnsanlar medyanın büyük kampanyası ile korku ve dehşete düşürülmüştü. Bir ay önce bir arkadaşımla karşılaştım. "10 gündür evde yatıyorum, hastaydım. Yeni iyileştim" dedi gülerek. Domuz gribine yakalanmış. Hastanelerde vaka sayısı çoktu. Panik yok, korku ve dehşet hiç yoktu. Olay artık sıradanlaşmıştı.
Ünlü stratejist Willaim Engdahl'ın "Sahte Domuz gribi, Gıdalar" adlı kitabından bahsetmiştim dün. İnsanlarla küresel sermayenin nasıl oynadığını, dünya nüfusunu azaltmak için ne gibi dolaplar çevirdiğini aktarıyordu. Bugün biraz daha açalım. William o kitabında "Domuz gribi diye bir salgın korkusu oluşturularak insanlar aşıyla boş yere hasta ediliyorlar. Daha önce Kuş Gribi ile küçük tavuk çiftliklerine büyük bir darbe vurulmuş tavuk üretim işi dünyada 5 büyük şirketin tekeline girmişti." diyor. Önce virüsün oluşturulduğunu ardından aşı üretilip insanların kısırlaştırılmaya kadar itildiğini öne sürüyor.
Bugün Corona Virüs salgınında olduğu gibi hem Domuz gribi hem de Kuş gribi salgınında küresel sermayenin elindeki medya yeryüzüne büyük korku salgıladı. Ardından Kuş gribi hastalığının tedavisinde kullanılan tamiflu ilacından milyarlarca satış yapıldı. Ülkeler sıraya girip adeta birbirini ezdi. Birçok devlet stoklar yaparak tedbir aldı. İlacın üretimini yapan Gilead Sciences ile Roche firması milyarlarca dolar kazandı. Tamiflu ilacının üretimini yapan firmalar kasalarını dolduruken ABD eski başkanı Bush'un kardeşi Neil Bush'un ortağı olduğu CP Piliç de bu krizde tekelleşen ve kepçeyle dolarları götüren birkaç firma arasında yer aldı. Sadece domuz gribininin dünyada bazılarına kaybettirdiği rakamlar 4.4 TRİLYON DOLAR'dı. Bu para birilerinin cebinden çıktı ama aynı amanda da başka birilerinin kasasına girdi. Dünya Sağlık Örgütü'nden Profesör Ulrich Keil, "Domuz gribi salgını ilaç üreticilerinin kârlarını artırmak için bu şirketlerle ortak olarak üretilen bir korku kampanyasıydı" diyordu. En yetkili ağızdan gelen bu korkunç açıklamayı alıp büyütecek bir dünya medyası da yoktu. Çünkü o medyanın patronları da korku imparatorlarıydı.
William Engdahl "Virüs-aşı" döngüsüne tohumları da katarak oluşturduğu üçgenin dünyayı tehdit ettiğini söylüyor. "Milyonları aç bırakmak, gıdayı biyolojik ve ekonomik silâh olarak kullanmak kalıtımı değiştirilmiş tohumlarla daha da kolay. Kalıtımı değiştirilmiş, Sahte Gıdalar sayesinde yeni, olmadık hastalıklara mâruz bırakılıyoruz. Tohum şirketlerinin gıda kontrolü ile dünya nüfusunun azaltımı gerçekleşiyor." diyor. İnsan hayatını hiçe sayan bu operasyonun başında da dünyanın bir numaralı zengin ailesi Rockfeller'e ait vakfın bulunduğunu örnekler vererek anlatıyor.
Babam çiftçiydi. Çocukluğumuz çiftlikte geçti. Yıllar önce tarlalarımızda yetişen domatesin tadı, suyu ve çekirdikleri yok artık. Kokusu bile farklıydı. O da yok. Tohumlarla, bini aşkın laboratuarda virüslerle oynayıp dünyaya servis ediyorlar. İlaç ve gıda üzerinden dünyayı vurup hem milyarlarca dolar kazanıyor, hem de nüfusu azaltmanın deneylerini yapıyorlar. Evet şu an test aşamasındayız!