ANKARA dünyadaki sömürü ve zulme başkaldıran yegane başkent. Bugün Suriye'de yerlerinden ve canlarından olan insanların tek sözcüsü Türkiye durumunda. Bu ülkeye barış gelmesi için çabalayan hatta masa kurup ABD ve Rusya'yı bile karşısına oturtan tek ülkeyiz. Libya'da da iç savaşı durdurmak için her şeyini seferber eden de biziz. Sömürgeciler Kaddafi'yi devirip kan gölüne çevirdikleri Libya'yı yıllardır seyrediyorlar. Çok kan aksın diye iç savaşta paralı askerlerle terör orduları kuranlara dolar ve silah yağdırıyorlar. Ankara ise ateşkes istiyor. Bunun gerçekleşmesini sağlıyor.
İçimizde bazıları "Türkiye Libya'dasömürgeci ve işgalci" diyecekkadar zıvanadan çıkarken, Ankaraakan kanın durdurulması için kendiniyırtıyor. Halbuki işgalci ve sömürgeciülke daha daha kan akmasını ister. Nekadar çatışma, o kadar işgal ve sömürüdemektir. Ateşkesi isteyen, sağlayan,Moskova'da dün masa kurduran, savaşantarafları oturtan da Türkiye'dir. O masadayerini alan da...
Libya'da Hafter'i destekleyen Rusya'dır. Hafter'i büyütüp bu hale getirip, Libya'ya götüren Amerika'dır.
Ancak aynı Hafter gidip Rusya'nın kucağına oturmaktadır. "AmerikancıHafter Rusya ile iç içe... Bu nasılolabiliyor" diye düşünenleriniz vardır.
Aslında ABD ile Rusya düşman gibi gözükse de kazın ayağı farklıdır. Bunun açılımı, ABD'de başkanları yöneten derin stratejist Kissinger'in "Batı ile Rusyaarasında yeniden soğuk savaşbaşlatmak facia olur." şeklindeki sözlerinde gizlidir. Kissinger "Asla Rusyaile çatışmamak gerekir. AyrıcaABD' gittiği yerleri bıraktığındaboşluğu Rusya dolduruyor" diyor.
Washington gidiyor karıştırıyor, boşluk oluşturuyor. Ardından bir bakıyoruz o boşluğu, karıştırılan ülkeye yerleşen Moskova dolduruyor. Ortaya çıkan krizin çözümü de büyük denge unsuru Ankara'nın kurduğu masaya kalıyor.
Böylece Washington-Ankara-Moskova ekseni dünyadaki tüm krizlerde en ön plana çıkıyor. Londra'dan tutun, Berlin'e, Paris'ten Tel Aviv'e kadar tamamı trene bakan öküz noktasında kalıyor.
O yüzden BÖLGESEL GÜÇ Türkiye hızla Küresel Güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor diyoruz. Kissinger'in bir sözü daha var. "Rusya uluslararasısistemin önemli katılımcısıdır. Bu nedenle her türlü krizingiderilmesinde yararlıdır." diyor.
Ancak Amerikan yönetimi doğrudan Rusya ile masaya oturduğunda, kurulacak yeni düzene karşı olan küresel sermaye ve onların uşakları, Trump'ı "Ruscasusu" olmakla suçluyor. Geri adım attırıyor. İşte bu noktada krizlerin olduğu her bölgede büyük nüfuzu olan Ankara büyük bir güç olarak masayı kuran taraf oluyor. Bazılarımız bunu göremiyor, anlayamıyor, yaya kalıyor.
Çin ile füze anlaşması yaptığımızda büyük avantajları vardı. Teknoloji de veriyordu. Daha da ötesini bir Generalimiz anlattı bana. "Yerli veMilli balistik füze geliştireceknoktaya gelecektik. Çin bu imkanıda sunuyordu." diyor. Balistik füze nükleer başlık takmak da demekti. Yani nükleer güç olma anlamına geliyordu.
ABD o yüzden komutanı olduğu PKK'ya emir verdi. O PKK da HDP'ye talimat yağdırdı. HDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da "Çıkın sokaklara" dedi.
Kobani olayları patladı. 50'nin üzerinde Kürt vatandaşımız öldürüldü. Çin ile füze ihalesini durdurmak zorunda kaldık.
Buna neden olanların başında gelen Demirtaş'ın yazdığı "Seher" isimli kitabı şimdi İstanbul Belediyesi satmaya başladı.
Nedim Şener "O kitabın 2016'daAnkara'da otobüs duraklarında 36masumun öldürüldüğü, saldırıyıgerçekleştiren terörist SeherÇağla Demir'e atfedilmiş olduğunubilmeyen yok." diyor. Şimdi bu kitabısatan İstanbul Belediyesi de Kanalİstanbul'a karşı. Tıpkı Demirtaş'ın Çinfüzelerini, Türkiye'nin nükleer güçolma yolundaki adımlarını engellemeçabası gibi, İstanbul Belediyesi de Kanalİstanbul'u durdurmak için kendini yırtıyor.
Küresel güç olma yolunda attığımız adımlarla deliye dönenler için, her alanda kullanılacak bir "Takoz" ittifakına dönüşüyorlar. O yüzden söyleyecek bir şey bulamayınca "Kanal İstanbulerkeklerimizi hadım edecek" diyorlar. Hadım edilmiş, masalara garson bile yapılmayan eski Türkiye'yi istiyorlar.
Dalak-böbrek-karın ağrıları bu yüzden!..
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.