ABD'DE istihbaratçıların yorum ve analizler yazdığı bir sitede ilginç bir haber vardı; "Pentagon'da 41kişilik Türkiye Masası kuruldu" diyordu haber. Böylesi ilk defa oluyordu. 41 kere Maşallah idi durumlar.
Türkiye Masası'nda çalışan Pentagon elemanları, işadamlarımızla, medya mensuplarımızla, siyasetçilerimizle yoğun görüşmelere başlamıştı. Raporlar hazırlıyorlar, Türkiye'yi analiz ediyorlar, üstlerine bildiriyorlardı. Ne hikmetse dünyada böyle bir furya başlamıştı.
Herkes Türkiye ile yatıyor, Türkiye ile kalkıyordu. Dünya medyasından siyasilere, diplomatlara kadar önüne gelen Türkiye'yi konuşuyordu. Sanki hiç bir mesele kalmamıştı yeryüzünde.
Amerika'nın ünlü televizyonlarından Bloomberg bir Fransız diplomatı konuşturuyordu. O Fransız "Türkiye-Rusya yakınlaşması dünyadakigüç dengelerini değiştirir" diye ağlayarak uyarıyordu. Dünyada toplam borç 300 trilyon dolara dayanmıştı.
Karabulutlar çok sayıda ülkenin üzerinde dolaşıyor, Almanya'da büyüme sıfıra inip dibe vuruyordu. Avrupa'da çok sayıda ülke batma noktasındaydı.
Ekonomi dergileri de işadamları ve uzmanlarla peşpeşe röportajlar yayınlıyor "2020'yi kurtarırız amadünya 2021 yılında resesyonagiriyor. Çok kötü günler bizibekliyor" diyordu. O röportajları verenler içinde "Türkiye öyle gizliprojeler yürütüyorki, 2021'deihtimal dahilinde olan karagünlerde bir tek Türkler büyümeyaşarsa kimse şaşırmasın" diyenler vardı. Böyle bir ortamda Ankara masa kuruyor, Rusya ve ABD'yi yanına oturtuyor, yeni kararları dünyaya ilan ediyordu. Daha da ötesi yıllardır 220 milyon Arap ile arasına İran'dan başlayıp, Irak ve Türkiye'den geçen Suriye'de son bulan bir Kürdistan tampon bölgesi kurmayı hayal eden İsrail'in canına da planlarına da ot tıkıyordu. Tel Aviv'in terör koridoru projesine Türkiye sürekli tokat atıyordu.
O yüzden 2018 Mayıs'ında İsrailli akademisyen ve analist Edy Cohen, Türkiye'ye dolarla yapılan saldıraların merkezini adeta itiraf ediyordu.
Dünyanın her yerine yayılmış Cohen ailesinin bir üyesi ve İsrail hükümetinin de en önemli danışmanlarından biri olarak Edy tehditler savuruyordu.
Başkan Erdoğan'a "Dünya servetininyarısı sadece Yahudi bir aileyeait ve bu ailenin İsrail'in enbüyük destekçisi olduğunubilmiyor musun? Peki ya diğerYahudi zenginlere ne dersin?"diyerek sopa gösteriyordu. "Seniİsrail'i kuran dünyanın en zenginailesi ile yerle bir ederiz" demeyegetiriyordu sözü. Tüm ekonomiksaldırılara rağmen Erdoğan gösterdiklerio sopayı aldı, Suriye'de kafalarındakırdı. Tüm planlarını yerle bir etti.
Şimdi ellerindeki medya gücüyle saldırıyorlar. Son olarak Fransız Le Point dergisi Başkan Erdoğan'ı kapak yaparak "Türkiye etnik temizlikyapıyor" diye başlık attı. Bu alçak tetikçi dergi daha önce de Başkan Erdoğan'ı kapağına taşıtarak hakaretler etmiş, bu sayısını ülkenin her yerinde duraklarda ilan afişlerinde sergilemişti.
Derginin sahibi François HenriPinault'du. François aynı zamandaGucci, Saint Laurent, Bottega Venettaand Balenciaga gibi dünyaca ünlümarkaların patronuydu. Ancak daha daötesi İsrailli Akademisyen Edy Cohen'in2018'de Başkan Erdoğan'a sopaolarak gösterdiği Rotschild ailesininde ortağıydı. Macron'u bankasındanFransa Cumhurbaşkanlığı'na taşıyanda bu aileydi. Suriye'deki teröristbaşıMazlum Kobani'ye mavi tıkla destekveren twitter'ın gizli sahibi de onlardı.
Demirel'in milletvekili ve sağ kolu Lütfi Akdoğan "CIA Avrupa sorumlusuDemirel'in evine gelip seniindiriyoruz diyordu. Demirel desert mi indireceksiniz, yumuşakmı" diye soruyordu. O darbeleri CIA'ya yaptıranlar Amerika'daki İsrail lobileriydi. Şimdi istedikleri gibi at oynattıkları bir Amerika yok karşılarında. Başkan Erdoğan da sürekli sert indiriyor kafalarına. Ellerinde şimdi medyaları kaldı. O yüzden gazete sayfalarından havlıyorlar. Ancak nafile...
Yumuşak Türkiye günleri geçti artık...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.