FORBES dergisi yeryüzünün en zengin 10 işadamının listesini yayınladı. Eleman listede adını göremeyince küplere bindi.
30 milyar dolar serveti vardı. Nasıl olurda ismini listeye koymazlardı. Veryansın etti, ateş püskürdü. O, bugüne bugün Paris'teki Hotel George V'in hissedarlarından biriydi. İngilyere Prensinin düğününde bile baş misafirler arasındaydı. Rotschild hanedanına ait Citybank'ın iştiraklerinden Citicorp'a da milyarlarca dolar yatırmıştı.
Hanedanla yakındı. Onu nasıl dünyanın en zenginleri arasında görmezlerdi. Ayıptı, günahtı. Gitmiş Apple'ın ortakları arasına girmişti. Dev şirketler topluluğu vardı. Euro Disney, Twentieth Century, sayısız lüx oteller zinciri vs. vs... Hatta dünyanın en büyük kule binasını inşa ederek rekorlara kafa tutuyordu. O bir Suudi Prensiydi. Adı Prens El Velid Tallal idi. Hızını alamadı gitti twetter'a da ortak oldu, yüzde 34.9'luk hisseyi aldı. Tabii gaza geldi. Katar krizi atılan bir twitle başlamış, Suudi Arabistan ve bölge ülkeleri ambargo uygulayıp darbe kalkışmıştı. Twitter operasyonunda onun da parmağı vardı. İsrailseverdi. Kuveyt'te yayın yapan AWD Haber Sitesi bir haber şöyle yayınlıyordu; "Prens VelidTallal diyor ki; Bir Filistin İntifadasıpatlak verirse Yahudi toplumu veonun demokratik arzularındanyana olacağım. Nüfuzumu Tel Aviv'isuçlamak için harekete geçecekuğursuz bir Arap insiyatifini ortadankaldırmak için kullanacağım." Kuveyt resmi haber ajansı KUNA da Prensin başka açıklamalarını şöyle yayınlıyordu; "Riyadve Tel Aviv bir şekilde anlaşmalı. ZiraArap-İsrail krizine göre şekillenenSuudi politikasının artık elle tutulurbir yanı kalmadı." Bu tür açıklamalar yaparsan, zenginler arasına girip, twitter imparatorluğuna ortak olursan istediğini indirir, istediğini de bindirirdin. Nitekim seçimler öncesi Başkan adayı Trump'a "Amerika'nın yüzkarası" deyip sahibi olduğu twitter'dan "Çekil" çağrısı yapacak kadar güç zehirlenmesi içinde girdi. "Bentwitter imparatorluğunun tahtındaoturuyorum" diyordu. Trump ona "Budala" diye cevap verdi. Tallal'ı, ortağı olduğu twitter üzerinden "Esrar çekmişPrens, baba parasıyla Amerikalısiyasetçileri yönlendirmeye, kontroletmeye çalışıyor" diye vurdu. Twitter'in Amerikan seçimlerine müdahil olduğu suçlamasında bulundu. "Başkanseçildiğimde bunlar olmayacak" diye twit attı. Prens Tallal duvara toslamıştı.
Trump seçildikten sonra Prens Salman'a yol verip, S.Arabistan'da tutuklanan Prensler içine Tallal'ı da koydurdu. Zor günler yaşadı.
Araya İsrail ve zengin hanedanlar, ortakları girdi. Kendini zor kurtardı. Trump'a övgüler yağdırdı, Amerika'da televizyonlarda, kendisini yolsuzluktan tutuklattıran Prens Salman'ın yolsuzluk operasyonlarına methiyeler düzdü. Bütün bunları neden yazıyorum? Sosyal medyanın kimlerin elinde olduğunu, kimlerin kimlerle nasıl ortaklıklar kurup ne haltlar yediğini anlayın diye. Bakın Ukrayna'da bir komedyen, oynadığı dizi youtube'da 100 milyon izlenince ülkenin Başkanı oluverdi. Oligarklara savaş açan komedyenin arkasında Ukrayna'nın en büyük oligarkı, tv patronu vardı. Bir youtube operasyonu ile komedyeni başkanlığa taşıdılar. Oldum olası sosyal medyadan korkarım. Makalelerim dışında hiçbirşey girmem genelde... Ancak dün operasyon yedim. İnsanlara küfür edilen siyasi bir mesajı hiç görmediğim halde twitter'da beğendiğimi dostlar bana bildirdi. Şoka girdim. Görmediğim üstelik küfür dolu bir twiti nasıl beğenebilirdim? Derhal müdahale ettik. Şifremizi dahi değiştirdik.
Geçtiğimiz hafta da ilginç bir telefon geldi.
"Google'da 'Pisuvar ne demek TDK'yazınca karşınıza Cemevi çıkıyor. Bunu Sözcü gazetesine bildirdiler" diyordu telefondaki dostum. Hemen Türk Dil Kurumu'nu aradım. Yöneticilerle konuştum.
"Bizim sözlüğümüzde böyle bir şeyyok. Maalesef sahte hesaplarla,adımızı kullanarak Google'a monteediyor birileri" dediler. Sitelerinden bukonuda açıklama da yaptılar. Ancak yarımsaat sonra olay Sözcü'nün internet sitesinde"Skandal" diye manşetteydi. Sosyal medya,görünürdeki sahiplerin arkasındaki bilinenkaranlık güçler tarafından insanları yalanlarlaayrıştırma, çatıştırma ve sonra kurtarıcıolarak gelip yönetmek için kullanılan biçilmişkaftandı. Gezi'de "Helikopterler ateşaçıyor, ölüler var" diye yalan çığlıklaratılmadı mı o twitter'dan... Ukrayna'dantutun, Sudan'daki darbeye, Fransa ve ArapBaharı'na kadar binlerce kişi ölmedi mi? S.O.Syal medya gazı sayesinde?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.