Sayın Bülent Ersoy, 'Dünya Güzellerim' programıyla ilgili bu sütunlarda kaleme aldığım eleştiri yazısına tepki göstermiş. Aslında söylediklerine gülüp geçmek isterdim. Ama ifadelerinin içinde kamuoyunu yanıltmaya yönelik, şahsımı ve mesleki kariyerimi lekeleme hedefli bir bölüm vardı ki yanıt vermesem olmazdı.
Ersoy, yıllar önce onu programıma davet ettiğimi, gelmediği için hınçla bu yazıyı kaleme aldığımı iddia etmiş. Bir kere Bülent Ersoy'u programıma davet edip etmediğimi bile hatırlamıyorum. Çünkü benim sunduğum 'Medyatik' programı bir ünlüler geçidiydi. Programın konuk arşivi duruyor. Kimler gelmedi ki! Orhan Gencebay'dan Ajda Pekkan'a, Türkan Şoray'dan Hülya Koçyiğit'e, Ata Demirer'den Şahan Gökbakar'a, Ferdi Tayfur'dan Fatih Terim'e kadar, 'starlığı, istisnasız herkes tarafından kabul görmüş' tüm ünlüler stüdyomuza konuk olmuştu. Yani Bülent Ersoy, bu listenin içinde 'hıncı üç yıl sonra alınacak' bir isim değildi. Ayrıca yazı hedeflerimi asla 'programıma gelenler, gelmeyenler' olarak kategorize etmem. Ama demek ki sevgili Bülent Ersoy, televizyon programı yaptığı sıralarda böyle bir ayrım gözetiyormuş! Ne demişler? Kişiyi nasıl bilirsin, kendin gibi... Diyeceğim o ki, yazdıklarım sadece ve sadece her zaman yaptığım gibi bir 'program eleştirisinden' ibaretti. Ama Bülent Ersoy'un aşırı tepkisini ve derin öfkesini anlayışla karşılıyorum. Benim de yurt dışında bir ay kalarak çektiğim program, total reyting listesinde ilk 20'ye giremeseydi; ben de üzülür, öfkemi birilerinden çıkarmak isterdim.
Bülent Ersoy'a naçizane tavsiyem, reytinglerini artırmak için Banu Alkan'a saldırmaya devam etmesi. Zira benim sıkletim kendisine ağır gelir...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.