SALİH TUNA

Gâvur musun?

Bu aziz milletin "cihat ederek" müstevlilerden kurtardığı bu topraklarda, "cihat" kavramından "terörün" eşanlamıymış gibi söz etmek nasıl bir yabancılaşmadır?
Hadi cihat edene "mücahit" denildiğini bilmeyecek kadar dilden/terminolojiden nasibin yok ve İslam'da cihadın hükmünden de haberdar değilsin, peki bu ülkenin kültüründen/tarihinden de mi bu kadar bihabersin?
Yeşilçam Sineması'nda bile (Ertem Göreç'in yönettiği) "Sezercik Küçük Mücahit" adında bir film var yahu, bu ne menem cehalettir?
Malazgirt'ten İstiklal Savaşı'na kadar bu vatanın "kuruluş" ve "kurtuluşunun" cihatla kaim olduğunu nasıl bilmezsin?
Herhangi bir örgüte haklı veya haksız olarak "terörist" demek başka şey, Müslümanların direniş ve diriliş ibadetleri olan cihadı "terörle" bir tutmak başka şeydir.
İlki sonuç itibarıyla tespit veya kanaat veya değerlendirme veya saptama veya yafta veya ithamdır. Lakin, ikincisi düpedüz gâvurluktur. Bu çapta gâvurluk da tüm Müslümanları "terörist" addeden Siyonist-Haçlı İttifakı mensuplarının harcıdır.

***

Madem "terörist" tesmiye ettiklerine "cihatçılar" diyorsun, gazilere ve şehitlere ne diyeceksin?
Malum, gazada ölene şehit, kalana gazi denir.
Gaza da en temel anlamıyla, vatanını işgal edenlere karşı cihat etmekten başka bir şey değildir.
Cihada katılmayandan da gazi olmaz...
"Atatürkçüyüm" diyerek mangalda kül bırakmıyorsun ama Mustafa Kemal'e neden "Gazi Paşa" denildiğinden bile haberin yok!

***

Hadi İslam'la sorunları olanları veya kriptoları veya "sömürge aydınlarını" anladık, nihayetinde görevlerini yapıyorlar.
Ya bu ülkenin Müslümanlarına ne demeli?.. Nasıl bir bilinç erozyonuna düçar olmuşlardır ki, apaçık bir ibadet olan (duruma göre farz-ı ayn veya farz-ı kifaye) "cihadın" gündüz gözüyle "terör" addedilmesine sadra şifa tepki göstermiyorlar!
Hele ki "mezhep omurgası" derdine düşen muhteremler, aziz İslam'ın omurgası mesabesindeki kavramlara yapılan işbu saldırı karşısında neden susuyorlar?
Malum "omurga" derdiyle Lewis ve Toynbee'den alakasız "öngörüler" derceden sevimli entelektüellerimiz, politik dili teşrih masasına yatırmak sadedinde Derrida, Chomsky ve (modern çağda dezenformasyon yoluyla yaratılan alternatif gerçeklikleri teşrih masasına yatıran) Arendt'ten referansla politik dille neden hesaplaşmayı denemiyorlar?
Politik dilin ayartıcı manipülatif gücüne karşı eleştirel bir dil bilinci geliştirmenin yolunu tutmak için mesela, dilin yalnızca bir ifade aracı değil, aynı zamanda bir düşünce kontrol mekanizması olduğunu dile getiren Orwell'den girip, dilin araçsallaştırılmasının bireyleri edilgen hâle düşürdüğünü anlatan Ellul'dan çıkabilirler.
Mezhep omurgası için gösterdikleri hassasiyet ve celadeti, "din-i mübin"in aziz kavramlarına yapılan saldırılara karşı da göstermelerini bekliyoruz.
Hadi bakalım...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.