Değişkenlik gösteren bir ilk yarı izledik. İlk 10 dakikada oyuna hükmeden çok adamla atağa çıkan İzlanda'ydı. Ardından ayağa garantili paslarla önce dengeyi kurduk, sonra da sürekli ve tempolu hücum girişimlerine başladık. Bu bölümde rakip geride alan daraltan savunma kurgusuna geçti. Set oyununu iyi olgunlaştırmamıza rağmen son seçimlerde hata yaptık. Şener, olumlu ofansif toplu ve topsuz girişimler yaptı. Şener'i zamanlamalı koşularda topla buluşturamadık. Onun yaptığı güzel ortalarda ise yüksek topları değerlendirecek yapıda futbolcumuz yoktu. Devrenin son bölümünde ise tekrar rakibin tehlikeli atakları gündeme geldi. Bu yarıda bana göre en büyük yanlışımız etkili olduğumuz bölümde hiç kaleyi bulan şut kullanamayışımızdı. İkinci yarıya yine İzlanda etkili başladı. Sıkıntılı bir 15 dakika yaşadık. Ondan sonra iş bambaşka havaya büründü. Hollanda'nın üç farklı yenik duruma düşmesi ve aynı zaman diliminde Kazakistan'ın Letonya'ya gol atmasıyla bir anda galibiyet halinde Fransa'ya gitme şansımız belirdi. Fatih Terim gol için değişikliklere gitti. Diğer maçların neticeleriyle büyük moral bulan takımımız bastırmaya başladı. Ancak Gökhan Töre'nin gereksiz hareketle gördüğü kırmızı kart bütün planları bozdu. Fizik açıdan güçlü bir rakibe karşı çift santrfor dönmeyle beraber yorulan oyuncularımızla beraber 1 kişi eksik kalmak, büyük handikap teşkil etti.
Ancak artık büyük mucizeyi gerçekleştiremizin zor olduğunu düşündüğümüz anda Selçuk ortaya çıktı ve mükemmel bir frikik golüyle öne geçtik. Son saniyeler nefes kesti ve sonuçta zoru başararak maçı kazandık. Diğer maçların sonuçlarıyla tarihi bir zafere imza attık. Helal olsun
Fatih Terim, helal olsun çocuklar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.