Bize karşı Hollanda'ya beraberlik yettiğinden fizik güçlerini ekonomik kullanmak için maça kontrollü ve düşük tempolu başladılar. Geride kazandığımız top ile hızlı bir hücuma çıkıp güzel bir asist ve güzel bir vuruşla çok erken skor avantajı yakaladık. Bu gol saha içi dengelerinin lehimize dönmesi için çok önemliydi. Hollanda artık mecburen alışılmış, riskli, ofansif oyununa dönecekti. Artık taktik planımız ileride basmayıp, takım halinde topun arkasına geçip, alan daraltmak ve fırsat buldukça ani çıkışları düşünmek. Rakibin geride kontrolünde yaptığı hatayı iyi değerlendiren Arda, ikinci golü de atınca moral motivasyonumuz da tavan yaptı. İkinci yarıda ilk yapacağımız şey yorgun Hollanda'nın 15-20 dakikalık sürecek tempolu yüklenmesinde gol yememekti. Bunu başardıktan sonra tempoyu zaman zaman düşürerek, baskı altında olmamıza rağmen kontrolü hiç bırakmadık. Bir de üçüncü gol gelince artık hem teknik heyet hem futbolcular hem de taraftarlar tarihi galibiyetin keyfini yaşamaya başladılar. Böylesine kritik bir maçta Hollanda gibi güçlü bir takımı farklı yenmek gerçekten özgüven açısından çok önemli. Bütün futbolcularımız sahaya yüreklerini koydular. Volkan Babacan da baştan sonra çok hatasız ve güvenli bir maç oynadı. Bilhassa 1-0'dan sonra karşı karşıya kurtardığı mükemmel kurtarış bana göre çok önemliydi. Bu maçta eleştireceğim tek nokta ikinci yarı risk alarak oynayan, temposuz Hollanda, geride genişlik bırakmışken, bu elverişli ortamı pozisyona dönüştürecek ofsansif girişimleri yapamayışımızdır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.