Sadece Hamas’ı değil, insanlığı ve Müslümanları yok etmek!
14.10.2023, Cumartesi
Mesele, "Hamas'ı mı ortadan kaldırmakyoksa Hamas'ı doğurannedenleri mi?"
İşte, Türkiye ile diğer pek çok ülkeyi ayıran hassas nokta burası.
İsrail'in terör örgütü olarak kabul ettiği Hamas'ı yok etme iddiasıyla şu anda Gazze'de, "kitlesel göçe ve etnik temizliğe" dayalı bir plan uyguladığı çok açık. Gazze'nin kuzeyinde yaşayan 1,1 milyonun insanın 24 saat içinde güneye gitmesi için süre vermesi ise başlı başına bir felâket. Bombalar altında her saat 40 bin insanın yer değiştirmesi imkânsız olduğu gibi insanlık dışı da!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın dün Türkiye-Afrika İş ve Ekonomi Forumu'nda işaret ettiği bir detay çok önemliydi ve tarihi kökenleri de vardı.
İsrail'le dayanışma adı altında 12 Ekim'de Tel Aviv'e giden ABD Dışişleri Bakanı AntonyBlinken'ın şu ifadesi, Filistin sorununun neden çözülmediğinin özetiydi aslında: "Bugün sadece ABD Dışişleri Bakanıolarak değil, bir Yahudi olarak da buradayım!"
Yıl, 1973. Arap-İsrail Savaşı. İsrail zor durumda. Soğuk Savaş dönemi. Arap ülkeleri, genellikle Sovyetler Birliği'nden destek alıyor. O tarihteki ABD yönetimi ise Ruslarla yeni bir gerilimden kaçınıyor. Amerika'nın efsanevi Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, yardımcılarıyla yaptığı özel toplantılarda, "İsrail'inmağlup edilmesine asla izin vermeyeceğiz.Ancak bunu yaparken (dış)politikamızı da İsraillilerin eline bırakacakdeğiliz" diyor. Tam bu sırada dönemin İsrail Başbakanı Golda Meir,ülkesinin tükenen cephane stokunun yenilenmesi için Kissinger'a, "Yahudi" kimliği üzerinden yaklaşıyor. Kissinger'ın, "Önce Amerikalı, ardından ABD Dışişleri Bakanı, sonra Yahudi'yim" sözleri üzerine Meir, "Unutma ki biz İsrail'de sağdan sola (yani sondan başa) okuruz" diyerek, dini hatta Siyonist kimliği bir kez daha vuruluyor.
Görüldüğü gibi aradan geçen 50 yılda küresel sistemin oyuncu kurucu ülkelerinde zihniyet değişimi söz konusu değil. Başkan Erdoğan'ın, "Ben olaylara insan olarakbakıyorum" ifadesi bile tek başına çok şey anlatıyor. Bundan da öte... ABD'den sonra İngiltere'nin de İsrail açıklarına uçak gemisi göndermesi, "asrın kıyımı" için suç makinesindekileri cesaretlendiriyor. "Üçüncü taraflarkarışana kadar elini çabuk tut" mesajı gönderilmiş oluyor!
Gelinen aşamada, Hamas'ın sivilleri de hedef alacak şekilde İsrail'e yönelttiği saldırıya dair komplo teorilerine her gün bir yenisi ekleniyor. Ankara'da ise istihbari ve diplomatik merkezlerin ortak değerlendirmeleri, gerçekçi unsurlar içeriyor.
Öncelikle, "sivil kayıpların kabul edilemezliği"güçlü şekilde kayda geçiriliyor.Sonra, "Hamas'a ya İsrail'in açık cezaevinde(Gazze'de) öleceksin ya da ölümügöze alacaksın" seçeneği dışında bir çıkışyolu bırakılmadığı da hatırlatılıyor.
Hamas'ın sürpriz etkili karşı atağına gelince...Deniliyor ki... "Örgütü bütün kapasitesi yer altındave muazzam bir yapı oluşturduklarıanlaşılıyor. Evet, abluka var ama yine desızıntılar olabiliyor. Hamas yıllar içindeabluka altında kendi kendine yetmeyive silah yapmayı öğrenmiş. Bu tür yeraltısistemlerinin tamamını takip etmek,buralara sızıp imha etmek çok zor.İsrail bu kadar kapsamlı ve karmaşık birhazırlığı tespit etseydi kayıtsız kalamazdı.Gafil avlandığı ortada." Peki ya insani yardımlar?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsi gayreti sürüyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Refah Kapısı'nın açılması, MİT Başkanı İbrahimKalın ise "rehine takası" için Mısır'dalar. Gel gör ki...
İnsani yardımların ulaştırılabilmesi ve tahliyeler için uluslararası toplum tarafından teminat altına alınmış insani koridor açılması gerekiyor. Başkent'teki yorumlara göre, İsrail yönetiminin ateşi (!) soğumadığı gibi, bu ateşe körükle giden ülkeler insani çözümleri güçleştiriyor. Yerleşik kanaat o ki...
Hakiki manada uluslararası baskı oluşuncaya kadar maalesef İsrail acımasız saldırılarına devam edecek. Hamas da bu çatışma ortamından beslendiğinden, belli bir noktaya kadar direnç sergileyecek. Olan masum bebeklere, kadınlara, sivillere olacak. İsrail'in dümeni ABD'de, Hamas'ın ipleri İran'ın elinde olduğu için bu iki ülkenin açık ve örtülü stratejileri ise görünür geleceği şekillendirecek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.