İslam âlemi sıkıntılı ve suskun bir dönem yaşıyor. Masum insanların üzerine bombalar yağıyor, siyasi suikastlar ve akla hayale gelmeyecek olaylar yaşanıyor. Ümmetin eli kolu uzun değil, görüntü bu. Kur'an bu tür günleri şöyle anlatıyor:
"Eğer siz (Uhud'da) bir yara aldıysanız, şüphesiz o topluluk da (müşrikler de Bedir'de) benzeri bir yara almıştı. İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. (Bazen bir topluma iyi ya da kötü günler gösteririz, bazen öbürüne.) Allah, sizden iman edenleri ayırt etmek, sizden şahitler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri sevmez." (Âl-i İmran/140).
Gün geldi, Moğol saldırıları İslam âlemini öylesine sarstı ki İslam âlemi yok olacak sanıldı. Gün geldi, Müslümanlar özyurtları olan Mekke'ye giremediler. Gün geldi, İslam âlemi 700 sene dünyada söz sahibi oldu.
Şimdilerde Müslümanlar çok yönden saldırı altındalar. İslamofobi yeniden hortlatıldı. İslam'a ve Müslüman'a saldırıyorlar. Hem içeride hem de dışarıda yoğun bir kirli algı var.
CİNSİYETSİZLİK DAYATILIYOR
Diğer bir yandan cinsiyetsizlik dayatması için yoğun çaba harcanıyor. İnançsız insanların sesi daha gür ve çok çıksın diye binlerce takla atılıyor. Bir olan ses, binlerce olsun diye gayret ediliyor.
Biz ne yapıyoruz? Boş ve faydasız tartışmalarla zaman yitiriyoruz. Gereksiz polemiklerle gücümüzü zafiyete uğratıyoruz. İnanç yönünden boşluğa savruluyoruz. En son konuşulacak dini bazı detaylar sanki ümmetin problemiymiş gibi takdim ediliyor. Tıpkı
Fatih'in İstanbul'u fethettiği dönemde tartışılan meleklerin cinsiyeti gibi.
SAFLARI SIKLAŞTIRMALIYIZ
Arkadaşlar, bu çıkar yol değil. Aklımızı başımıza devşirmeliyiz. İmani problemler dayatılmaya çalışılıyorken bu tür konularla uğraşmanın zamanı değil. Saflarımızı sıklaştırmalıyız. Gücümüzü tevhid etmeliyiz. Birbirimizin açığını arayacağımıza devasa problemlere yoğunlaşmalıyız. Bu karanlık gecelerin elbet sonu, bir sabahı var. Üzülmeliyiz belli olaylara ama yeis ümitsizliktir. Şirk kabul edilmiştir. Sabahın sahibi var. Güneşin sahibi bir gün çevirir üzerimize ışıkları, yeter ki kitabından ve hidayetinden yüz çevirmeyelim.
KUR'AN'DA İNSANIN TANIMI
Cimridir: "De ki: Eğer siz Rabb'imin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, o zaman da tükenir korkusuyla cimrilik ederdiniz. Zaten insan çok cimridir."
(İsra/100)
Acelecidir: "İnsan hayra dua eder gibi şerre dua eder. İnsan çok acelecidir."
(İsra/11)
Sabırsızdır: "Şüphesiz insan çok hırslı ve sabırsız olarak yaratılmıştır."
(Mearic/19)
Zalim ve cahildir: "Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir."
(Ahzab/72)
Zayıf yaratılmıştır: "Allah, sizden (yükümlülükleri) hafifletmek istiyor. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır."
(Nisa/28)
Kıskanç ve hasetçidir: "Ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden..."
(Felak/5)
Menfaatine düşkündür: "İnsanlara bir rahmet tattırdığımız
zaman ona sevinirler. Eğer
kendi işledikleri şeyler sebebiyle
başlarına bir kötülük gelirse,
bir de bakarsın ki ümitsizliğe
düşerler."
(Rum/36)
Rabbine karşı nankördür: "İnsan gerçekten
Rabb'ine karşı pek
nankördür."
(Adiyat/6)
BEDEVİNİN SIRTINDAKİ ANNE
Hz. Ömer ve Hz. Ali tavafı bitirdiler. Bir bedevi, sırtında annesi şöyle şiir söyleyerek yürüyordu: "Ben annemin huysuz binitiyim. Annem beni zorlukla taşıdı. Lebbeyk Allahümme lebbeyk."
Hz. Ali, Hz. Ömer'e, "Ey Ebu Hafs, gel beraber bu adamın arkasına takılalım. Belki ona değen rahmet bize de ulaşır." dedi. Hz. Ali adama yanaştı: "Bil ki, senin annene vefana karşılık Allah daha vefalıdır."
HURMA ÇEKİRDEĞİNDEKİ YAZI
Hazreti Abdullah bin Abbas, denizdeki balığın sırtında ve hurma çekirdeğinin üzerinde "Bu falan oğlu falancanın rızkıdır, bunu ondan başkası yiyemez" diye yazdığını söyler.
SELAMI ALIN
Ebu Müslim Hulani, bir topluluğun yanından geçti, selam vermedi. Şöyle dedi: "Korkarım, beni küçük görür, selamıma cevap vermezler. Benden dolayı da günaha girerler."
TİCARİ FIRSATÇILIK ZAFİYETİMİZDİR
Dinin amacı, dürüstlük şuurunu yaymaktır, güvenilirliktir. Bağnazlıktan uzak duruştur. Gaye budur; din sadece ibadet değildir. Ahlak ve dürüstlük dinin özüdür, insanlarımızın bir kısmı bu duygulardan uzaklaştı. Ticari dürüstlüğü ve güvenilirliği kaybetti. Bir ürün bir yerde bire, diğer yerde yirmiye satılıyorsa bir problem var demektir. Bir kâse çorba bir yerde bir iken diğer yerde yirmiyse problem var demektir. Bir insanı 500 metrelik bir yola taşırken fahiş taşıma ücreti istiyorsak problemimiz var demektir.
Ticaret erbabı diyor ki, eskiden senetlere gerek yoktu. Erbabın sözü sözdü, hainlik yoktu. Şimdilerde insanımız, ülkemiz, ticari ahlakımız hedef alınıyorsa, burada bir problem var demektir. Lütfen herkes herkesi daha dürüst, güvenilir bir gelecek için uygun şekilde uyarsın. Yoksa olan hepimize olur.
YENİDEN DİRİLİRKEN ESKİ VÜCUDUMUZLA MI DİRİLECEĞİZ?
Yeniden dirilişte eski vücuttan, kuyruk sokumundaki bir kemik veya hücreden (acbüz-zeneb) çıkış olacak. Ama yeni bir yaratılışla yaratılacak. Bu hâlde şunu diyebiliriz: Mahşerdeki dirilişte, eski vücudun yanında yeni bir yaratılış da yaşanacaktır.
Doğum kontrol hapı caiz mi?
Döllenmeyi engelleyecek tedbirleri almak dinen sakıncalı değildir. Bu nedenle doğum kontrol hapı kullanılabilir.
Ormandan ağaç kesmek caiz midir?
Ormanlar kamu malları olup devletin koruması altındadır. Devletin izni olmadan ormandan ağaç kesmek, ürünlerinden almak, arazisini işgal etmek, kamu haklarına tecavüzdür. Kamu haklarına tecavüz ise haramdır.
Peygamberimizin adı her anıldığında "salat ve selam" getirmeli miyiz?
Sevgili Peygamberimizin adı anıldığında salat ve selam getirmek (sallallahu aleyhi ve sellem) dini bir görevdir. Kur'an ayetinde açıkça emredilmiştir. Peygamberimiz, adı anıldığında salat ve selam getirmeyeni "cimriler" olarak nitelendirmiştir. Çünkü "salat ve selam" hem bir saygı ifadesi, hem bir dua hem de Müslümanların umumi bağışlanması için bir temennidir.