Teknik direktörlerin hikâyesi!
Dün akşamki maçı değerlendirdiğimizde her zaman böyle fotoğraflar görüyoruz. Bazen, futbolcuların kendi kaderlerini çizdiği bazen de teknik adamların düşünceleri damga vurur maçlara... Dün akşamki maç son 10 dakikaya kadar tamamen teknik direktörlerin hikâyesiydi. Aykut Kocaman'ın penceresinden baktığımızda, evet kendi sahasında oynuyordu ama sonuçta 6 puan farkla lider takıma karşı oynuyordu. Kocaman'ın her zaman en baskın futbol görüşü önce tedbiri elden bırakmamaktır... Dün akşam da böyle oldu. Oyuna başlangıcı tedbirli, güvenli ve korumalıydı.
Ama karşılaşmada o kadar denge vardı ki oyunun bütününü oynayan Fenerbahçe idi, anları değerlendirmesi gereken ise Galatasaray'dı.
İki takımda bu anlamda önemli fırsatlar yakaladı ama skoru bulamadı. Kontrollü başlayan Kocaman, ikinci yarıdaki adım adım hamleleriyle önce Soldado ile birlikte Fernandao'yu oynattı.
Daha sonra Valbuena'yı oyuna katan Kocaman'ın, kararları futbol görüşünde büyük riskler taşıyan kararlardı. Ancak kendi sahasında istediği sonucu alamadı.
Fatih Terim'e gelince, maç öncesi kadroya bakıp bu oyunu ele alıp oynamak isteyen bir kadroyla çıktı sahaya. Fatih hocanın düşüncesi doğruydu ama oyunun şifrelerinde onun da kafasında kontrollü oyun vardı. Oyunun bütününü değil anlarını oynamak isteyen bir Terim vardı. Kadıköy'de bu kararı vermek ve böyle oynamak bana göre Fatih hocanın doğrusuydu. Maçın bitiminde kimin istediği oldu derseniz, bana göre kesinlikle Fatih Terim'in istediği oldu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Oğuzhan’dan çok şey bekliyorlar (30.10.2018)
- Alternatif bir oyun şart (22.10.2018)
- Mircea Lucescu danışman olsun! (17.10.2018)
- Lucescu tartışılır (15.10.2018)
- Geriye yaslanmak niye? (08.10.2018)
- Bu oyun Malmö’nün oyunu (05.10.2018)
- Frikikleri artık Ljajic kullanmalı (30.09.2018)
- Çok yaklaştı (25.09.2018)
- Beceri çözdü (21.09.2018)
- Beşiktaş’ta çok şey Adem Ljajic’e bağlı (16.09.2018)