Suriye’de PKK’yı aşiretler bitirecek

Artık Şam'da Suriye'nin kuzeyini PKK'ya teslim eden Kürt düşmanı diktatör yok.
Ülkede kurulan yeni yönetimle çok yakın ilişkileri olan Türkiye'nin kırmızı çizgisi de malum.
PKK'lıların arkasına saklandığı Rusya da İran'la birlikte bölgeden çekildi.
Beyaz Saray'a da bir ay sonra ABD'nin Suriye politikasının çıkmaza girdiğini, PKK ile çalışmanın aşırı maliyetli olduğunu gören Trump gelecek. PKK'nın arkasına sığındığı DEAŞ bahanesini yeni yönetime yutturması zor. Trump çıkıp açık açık "DEAŞ'ı Obama kurdu" demedi mi?
Evet, bir ay sonra görevi Trump'a vermeden Suriye'de eski dengelerin devam etmesi için çırpınan ABD geçiş hükümeti vazgeçmiş değil. Son kozlarını oynuyor.
Dün de ABD'nin Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Barbara Leaf, eski Suriye Özel Temsilcisi Daniel Rubinstein ve ABD Rehine İşleri Özel Temsilcisi Roger Carstens Şam'daydı.
Colani ekibiyle görüştüler. PKK'ya iltimas istediklerini tahmin etmek zor değil.
Ne var ki Türkiye'nin yanı sıra bölge ülkeleri ve Avrupa ile şimdiden yakın ilişkiler kuran yeni yönetim de ziyaretçilerinin gidici olduğunun farkında.
PKK'yı sıkıştıran diğer bir faktör ise kuşkusuz sahanın gerçekliği.
Suriye devriminin ilk günlerinde ülkenin doğusundaki PKK varlığına Türkiye'den önce aşiretlerin müsaade etmeyeceğini iddia etmiştim.
Çünkü Suriye'de YPG adını alıp SDG'yi kendine kılıf yapan PKK, 2017'den beri petrol ve tarım arazilerinin gelirine çöküyor.
Dün ABD geçiş hükümetinin Şam'daki temasları sürerken Suriye'de PKK/YPG'nin elinde bulundurduğu Aynelarab, Deyrizor, Rakka ve Haseke'de silahlanan aşiretler kendilerini gösterdiler. PKK/YPG militanlarını evlerinden toplayıp tutuklamaya başladılar, kontrol noktalarını ve binalarını ele geçirdiler.
Terör örgütü PKK/YPG işgalindeki tüm topraklarını kurtaracaklarını ilan eden Arap aşiretleri, "Altyapıyı ve devlet kurumlarını koruyacağız. Rakka, Suriye'nin ayrılmaz bir parçasıdır. SDG saflarındaki evlatlarımızdan bu ayrılıkçı örgütten ayrılmalarını istiyoruz" açıklamasını yaptılar.
Baas rejiminin insan yerine koymadığı, kimlik bile vermediği Kürtlerin, Esad'ın gardiyanlığını yapan bu çeteden kurtulmaları yakındır.

***

İSRAİL, SURİYE'YE NEDEN GİRDİ?
Netanyahu'nun Golan tepelerindeki işgalini genişletmek için harekete geçmesini, "Suriye Devrimi'nin arkasında İsrail var" tezine delil gösterenler var.
Esad'ın yıllardır İsrail'in ülkesinden toprak almasını görmezden gelip ordusunu içeride muhalif Suriyelilerin üzerine yollamasını önemsiz bir ayrıntı olarak kabul ediyorlar. Esad rejimi ile İsrail arasındaki mutabakatı yok sayıyorlar.
Ruslar bile Esad'ın giderayak Suriye'deki askeri altyapıya dair stratejik hedefleri İsrail'e bildirdiğini kabul ederken devrime çamur atmak için çırpınıyorlar.
Netanyahu'nun Suriye'ye girmesinin sebebi ortada. Ortaklık bozuldu ve Türkiye ile yakın ilişkileri olan Suriye'deki yeni yönetim İsrail'e tehdit oluşturuyor.
Anlamak çok da zor olmamalı.

***

BİZİM BAASÇILAR, ESAD'A KARISINDAN DAHA SADIKLAR
Emekli amiral CHP'li Türker Ertürk, "Esad hapishanelerinde katliam yapılmış diyorlar. Bu doğru değil. Görüntüler iktidarın algı operasyonu" diyor.
Esma Esad kocasını boşamak için Moskova'da mahkemeye başvururken bizim Baasçıların tüm dünyanın savaş suçlusu olarak kabul ettiği, kimyasal katliamları belgelenmiş bir diktatöre dört elle sarılmaları ibretlik.

***

İÇİMİZDEKİ İRLANDALI
İsrail soykırıma tabi tuttuğu Filistin halkının yanında duran İrlanda'yı "antisemitik" ilan ederek Dublin Büyükelçiliği'ni kapatmıştı.
İsrail'in bu tavrını "yıkım diplomasisi" olarak tanımlayan İrlanda Başbakanı Simon Harris, "Kimse İrlanda'yı susturamaz" diyor. Ve ekliyor:
"İrlanda'nın tutumu sorgulanıyor. Peki ya İsrail'in tutumu? Netanyahu'nun Gazze'deki masum çocuklara yaptıklarına ne demeli?"
Onurlu İrlanda halkını ve cesur başbakanlarını ayakta alkışlıyoruz.