Polis yakalıyor hâkim bırakıyor mu?
Dün yine kamuoyu "Suçlular aramızda" diye isyandaydı. Bu kez konu Taksim'de bir kadına cinsel tacizde bulundukları kamera kayıtlarına yansıyan iki kazmanın gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılmasıydı.
Tepkilerin ardından savcılığın devreye girdiği ve benzer suçlardan kaydı olan saldırganların tutuklandıkları açıklandı.
Konuyu avukatlara sordum. Özetle "Yasalar böyle" diyorlar.
Peki yasalar ve infaz kanunumuz "sertleşirse" çözüm olur mu diye soruyorum.
Türkiye'deki 362 bin insanın hapiste olduğunu ve cezaevlerinin tam kapasitesini zaten aştığını söylüyorlar. Türkiye ile aynı nüfusa sahip olan Almanya'da 44 bin kişinin içeride olduğunu hatırlatıp "Mesele sadece yargıyla ilgili değil" diyorlar.
Siyasetin suçla mücadeledeki önceliklerinden tutun da bazı şehirlerdeki aşırı nüfus yoğunlaşmasına kadar pek çok alanda reformun şart olduğunun altını kalınca çiziyorlar.
***
TAKSİM SAPIĞININ EDEP AHLAK, İTİBAR NUTUKLARI
Taksim'de muhtemelen kafayı çektikten sonra sokakta bir kadının üstüne çıkan sapığın sosyal medya hesabı "Önce edep" mesajları dolu.
Biri şöyle:
"Çocuklarımıza ibadetten önce ahlaklı olmayı öğretelim. Çünkü çocuklarımız, namaz kılan bir hırsız, oruç tutan bir sapık, hacca giden bir yalancı, kurban kesen bir tefeci, şehadet getiren bir terörist olabilir."
Bir diğer mesajını yazarken ise belli ki yardım almamış. İmla hatalarıyla aynen şöyle:
"Ahlakın bozuk olduğu toplumda yalnız'lık şifadı."
Sapık sosyal medya profillerine de şu mottoları yerleştirmiş:
"İtibarınıza Çok İyi Bakın Zira O Sizden Çok Yaşayacak"
***
EVET, AYNEN ÖYLE DİYORUZ
Tahran ile İsrail arasındaki âşık atışmasından hallice füze göndermelere "İran sineması" deyince kızıyorlar.
Yok mollalar değil, bizimkiler.
İran'ın son olarak elindeki 10 binlerce füze içinden 200'ünü seçip gerekli makamları uyararak ateşlemesinin verdiği heyecanla söyleniyorlar:
"Adamlar füze atmayınca neden atmadı diyorlar. Atınca da neden vuramadı diyorlar."
Gayet makul sorular değil mi?
***
SENEYE NASIL BİR MODEL DÜŞÜNÜYORSUNUZ EKREM BEY?
Dün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na, Boğaz'a lağım akıtılan noktaları hatırlatıp "İzmir Körfezi gibi olmayalım" diye seslenmiştim. "Bu adam hiç mi bir şey yapmıyor?" diye soranlar olmuş.
Yapmaz olur mu?
Caddeler, sokaklar dururken bolca kaldırım yapıyor mesela. Geçtiğimiz gün de sahile bir yıl önce yerleştirdiği bankları kaldırıp yerine farklı bir model koyduruyordu.
Anlıyoruz, yandaşlarınıza ihale vermeniz lazım. Bir şey demiyoruz. Türkiye'de siyasetin rutini bu. İhaleleri yine adamınıza verin ama hiç olmazsa paramızı, tanıdığınız firmaların faaliyet alanlarına göre değil de kentin ihtiyaçlarına göre harcayın.
***
NETANYAHU'YU TUVALETİNE SOKARSAN...
The Telegraph'ın haberine göre, eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson, 10 Ekim'de çıkacak kitabında Netanyahu ile bir anısından bahsetmiş.
Olay şu: İsrail başbakanı, 2017'de Dışişleri Bakanı olan Johnson'ı bakanlık ofisinde ziyaret ediyor. Bir ara Netanyahu tuvaleti kullanmak istiyor. Netanyahu'nun "gizli ek bina"da bulunan tuvaleti kullanmasının ardından güvenlik ekibi arama yapıyor ve dinleme cihazı buluyor.
Johnson yıllar sonra bu olayı neden ifşa etme gereği duydu acaba?
Bireysel bir çıkış mı yaptı yoksa İsrail'in son dönemde Güney Kıbrıs'taki mütecaviz politikalarına karşı İngiliz siyasetinin mesajını mı iletiyor?
Unleashed isimli kitabı merakla bekliyoruz. Zira başını yiyen pandemi meselesinin Brexit'teki ikircikli tutumuyla bağlantısı gibi pek çok konuda karanlık noktalar var.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- 60 günde Trump’ın elini kolunu bağlayacaklar (20.11.2024)
- Parsel parsel... (18.11.2024)
- Bahçeli’nin Öcalan çıkışıyla balataları sıyırdılar (17.11.2024)
- Eyvah asgari ücret artıyor! (16.11.2024)
- Patronun çırakları (15.11.2024)
- Zulme karşı insanlık ittifakını genişletiyoruz (14.11.2024)
- Sanırsın Trump ABD’ye değil Türkiye’ye başkan seçildi (11.11.2024)
- CHP erken seçim diye diye erken kurultaya gidecek (10.11.2024)
- Yavaş’ı İmamoğlu medyası vuruyor (09.11.2024)
- Trump kazanınca kaybedenler (08.11.2024)