Ukrayna’yı ya Ruslar işgal edecek ya da AB(D)
Avrupa Birliği, Ukrayna ve Moldova ile tam üyelik müzakerelerine 25 Haziran'da resmen başlıyor.
Macaristan Ukrayna'nın üyeliğine dair şerhini kaldırdı, itiraz etmedi. Ancak yine de Ukrayna'nın AB üyelik sürecini, Victor Orban'ın AB Dönem Başkanlığı'nı devralacağı 1 Temmuz öncesinde kağıda dökmek için acele ediyorlar.
Aslında hiç gereği yok. Maastricht'miş, Kopenhag'mış, başvurusundan altı ay sonra prosedürlerin başlatıldığı Ukrayna için engel değil. Hepsi sadece 1960'dan beri kapıda bekletilen Türkiye'nin önüne koyulan kriterler.
Bunları bir hayal kırıklığını ifade etmek için söylemiyorum. Bilakis, Ukrayna'nın batıya entegrasyon hayaliyle içine sürüklendiği haline bakınca "ucuz atlatmışız" diye seviniyorum.
Öyle ya, Ukrayna üye olana kadar ortada bir AB kalır mı meçhul. Kalsa bile Ukrayna diye bir ülke olur mu, o da belirsiz.
Ama AB havucuyla Ukrayna'yı Çin-Rusya ittifakı karşısında mayın eşeği olarak kullanmaya devam etmek istiyorlar. Zira Brüksel'deki 'Barış Konferansı'na savaşın tarafı olan Rusya'yı çağırmayarak krizi tırmandırmaya, Putin'i kışkırtmaya kararlı olduklarını gösterdiler.
Zavallı Ukrayna halkı... Başına gelenler yetmiyormuş gibi şimdi AB masalıyla oyalanıyorlar. Kim bilir belki içlerinde "Yaşasın AB'ye gireceğiz" diye sevinenler de vardır.
Eğer 28 Mayıs seçimlerinde, batıya Akkuyu Nükleer Santrali projesi de dahil Rusya ile ilişkileri gözden geçirme vaadinde bulunan 6'lı masa ittifakı kazanmış olsaydı, muhtemelen AB şimdi Ukrayna'ya yaptığı gibi Türkiye'nin ağzına da bir parmak bal çalacaktı. Belki de bu destek Türkiye'nin Zelenskisi'nin önünü açacaktı. Rusya'ya karşı Türkiye'de bir cephe açılması ve Karadeniz'in Batı ablukasına alınması karşılığında bu kadar tavizin lafı olmazdı değil mi?
***
YUNAN ADALARINA AKIN VAR
Tatil için Yunan adalarına akın eden Türklerin gerekçeleri arasında ucuzluk var.
Haklılar, tatil beldelerimizdeki fiyatlar Avrupa'dan pahalı.
Ancak Yunan'a Ege sahillerini dolduran yerli-yabancı turistten, kalabalıktan ötürü kaçtığını söyleyenler de az değil.
Unutmasınlar ki Yunan adalarından da onlar geliyor diye kaçanlar var.
***
KİRAZ DEĞİL HAVUZ PROBLEMİ
Yılda 250 bin tondan fazla kiraz üretilen Türkiye'de Çiftçi kirazı 10-15 TL'den satıyor.
Bir kilo kirazın maliyetini siz hesaplayın.
Pazarda kirazın kilosu ise 180-200 civarında. Yok satıyor.
Arada kim ya da kimler varsa, karı dahil ürünü 15 TL'ye çıkartan çiftçiden daha fazla ne masraf ediyor olabilirler?
Gıda piyasasında havuz kurmuş tekellerin manipülasyon çarkına "Ama serbest piyasa" diyerek müdahale edilmediği bir ortamda enflasyonla mücadele mehteran adımlarından öteye geçemez.
Ayrıca dünyada serbest piyasa mı kaldı Allah aşkına?
***
BAYRAM FİLMİ
Bayramda vakti olup izleyecek film bulamayanlara bir tavsiye.
The Mauritanian (Moritanyalı). "O olmasaydı 11 Eylül saldırıları gerçekleşmezdi" denilen Mohamedou Ould Slahi'nin yaşam öyküsünü anlatan film sarsıcı.
Gram yapmacılık yok. Guantanamo gerçeğini, kendimizi beğendirmeye, medeni olduğumuzu ikna etmeye çalıştığımız batının ahlakını ve hukukunu bıçak gibi gözümüze sokuyor.
Başrol oyuncusu Tahar Rahim çok başarılı. Jodie Foster ve Benedict Cumberbatch gibi iki dev ismin cesur İskoç yönetmen Kevin Macdonald'ın teklifine evet demesi de takdire şayan.
İMDB ya da internet sözlüklerinin düşük puan vermesine bakmayın siz. İzleyin pişman olmayacaksınız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ne çektiniz be Gülse Hanım (22.12.2024)
- Suriye’de PKK’yı aşiretler bitirecek (21.12.2024)
- Türkiye kazanınca CHP neden kaybediyor? (20.12.2024)
- Trump: Adam kazandı (18.12.2024)
- Türkiye’nin Baas Partisi CHP’dir (16.12.2024)
- ‘Amerika değişmez abi’ diye diye... (15.12.2024)
- YPG, Fırat’ın doğusundan da temizlenecek, siz de mal mal bakacaksınız (14.12.2024)
- Türkiye’nin Afrika’da ne işi var? (13.12.2024)
- Suriye devrimi Türk-Rus ilişkilerini bozmasın (11.12.2024)
- Eyvah Suriyeliler dönüyor (09.12.2024)