Galatasaray'ın şampiyonluğunun ardından Fenerbahçe'nin ilk açıklaması şu oldu:
"Şampiyonluğu kimin hak ettiğini herkes gördü; bugün hak edilmeyen bir şampiyonluk daha yazıldı tarihe."
Bir taraftar tesellisinin takımın kurumsal açıklaması olarak duyurulması çok amatörce.
Ligin son maçında Galatasaray, Konya'ya yenilseydi ve ikinci sıradaki Fenerbahçe kupayı alsaydı, kuşkusuz tarihin en hak edilmiş şampiyonluğu olacaktı değil mi?
Tıpkı yıllardır hiçbir seçimde şampiyon olamayan, kaybetmeyi hep "Oylar çalınıyor, engelleniyoruz, bu sistemde mümkün değil" bahanesiyle izah eden CHP'nin, yerel seçimlerden birinci parti çıkınca bir anda "Demek ki çalışınca oluyormuş" kıvamına gelmesi gibi.
Ayrıca tüm mekanizma Fenerbahçe'yi engellemek için harekete geçtiyse güçleri ancak Fener'i ikinci yapmaya mı yetiyor?
Sadece bu benzerlikten yola çıkarak Fenerbahçe'yi CHP'ye benzetmiyorum elbette.
Aziz Yıldırım bile, Ali Koç'un her yenilginin, eleştirinin, tartışmanın ardından CHP genel başkanları gibi söze Atatürk diye başlamasına "Ne alakası var Atatürk'le" diye isyan edecek hâle geldi.
Koç dün de, bir yıl önceki 28 Mayıs seçimlerini arkadan hançerlendiği için kaybettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu ile aynı saatlerde Fener'in şampiyonluğu kaçırmasını Aziz Yıldırım üzerinden değerlendiriyordu.
Tıpkı 30 yıl önce eski Başkan Ali Şen gibi:
"6 yıldır Fenerbahçe'yi şampiyon yapmayan bir güç var Türkiye'de. Futbolu idare edenlerde. Fenerbahçe'nin hakkını devamlı gasp eden bir güç var. Yarın akşam yönetim kurulu toplantımızda bunları gözden geçireceğiz. Ve de birinci profesyonel futbol liginden Fenerbahçe'nin çekilme kararı bu toplantıdan çıkabilir."
Ne kadar tanıdık değil mi?
***
KEMAL BEY SIRTINI ERDOĞAN'A VERMİŞ
Kemal Kılıçdaroğlu geçenlerde bir televizyon kanalında "Sırtımdan hançerlendim" dedi.
"Sen de mi Brütüs" vakasının ne zaman yaşandığını söylemedi.
Ancak "Vefasızlık etmedik" diyen Özgür Özel'e bakılırsa mevzu Kılıçdaroğlu'nun aday olduğu genel seçimler. Zira Özel sözlerinin devamında 14-28 Mayıs seçimlerinde kolektif bir başarısızlık yaşadıklarını anlattı.
Ne var ki Kemal Bey bunu ilk kez dile getirmiyor.
Geçen kasım ayındaki kongreden hemen sonra da sırtından hançerlendiğini söylemişti.
Hatta bu sözleri üzerine alan İmamoğlu, "Bu sözleri hiç üzerime alınmadım. Çünkü öyle bir insan değilim" diyerek cevaplamıştı.
Ve Kemal Bey bugün yaptığı gibi o zaman da yine "Hançer senin elinde Erdoğan" diyerek çark etmişti.
Kemal Bey yıllardır sırtınızı Erdoğan'a mı verdiniz?
***
BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİTMEZ
İsrail'in durdurulamayacağına çünkü arkasında ABD'nin olduğuna dair kabul, tekrar tekrar dillendiriliyor.
Ne var ki 80 yıldır işleyen paradigmanın ilelebet devam edeceğine dair bu yaygın kabulün kırılması bir kıvılcıma bakar.
Mesela, Putin'in arkasına, bugünlerde ABD'nin kuşatmasını Tayvan'dan yarmayı kafasına koyan Çin'i de alarak Ukrayna'da Batı Bloku'na doğru yapacağı bir ileri hamleye.
İngiltere'nin ve Almanya'nın zorunlu askerliği yeniden getirmek için yaptıkları girişimlere bakmayın siz. Kolpa çekiyorlar. Zira ödleri kopuyor.
***
SEN AĞA BEN AĞA BU İNEĞİ KİM SAĞA
Gazeteciler, sanatçılar, siyasetçiler günlerdir başıboş köpek tartışması yapıyor. Çözüm önerilerine kafa yoruyor.
İşin doğrudan sorumlusu olan yerel yöneticilerse tribünlerden olan biteni izliyor.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu mesela.
ABB Başkanı Mansur Yavaş, çıkıp cesurca fikrini söyledi. "Uyutulmasın" diyerek kenara çekilmek var mı başkan?
Onu ben de söylüyorum.
Çözüm önerinizi duymak istiyoruz?
Barınak yapmaya başladınız mı mesela?