İlla bir şeyler yasaklanacaksa yasak istemek yasaklansın
PKK'nın son terör saldırısının ardından milli yas ilan edilmemesini eleştiren Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, "Yılbaşı eğlenceleri iptal edilmeli. Televizyon ekranları eğlenceye kapatılmalıdır" diyor.
Kendisine katılmıyorum. Yas meselesinden başlayalım...
İpleri ABD'nin tuttuğu kiralık katil çetesiyle yıllardır topyekûn mücadele hâlindeyiz. Bu sürecin uluslararası hukuktaki karşılığı "savaş" olmasa da tetikçilerden daha fazlasıyla, "düşman unsurlarıyla" çarpıştığımız ortada.
Düşman vurunca yas ilan etmek, karşı tarafa moral verir. Kaldı ki PKK saldırılarının ardından gözlemlediğim kadarıyla toplumda hâkim olan hava da yas değil kararlılık.
İnsanlar hırslı şekilde terörün üzerine daha fazla gidilmesini, bu işin kökünün kurutulmasını talep ediyorlar. PKK'yla mücadeleye yıllarını vermiş askeri kaynaklarım da terör saldırılarının ardından yas ilan edildiğini hatırlamadıklarını söylüyorlar.
Ekranlardan, PKK'nın ağzıyla "Asker operasyonlara son versin, hudutlarımızı terk etsin, sorun kalmaz" önerisinde bulunan kriptoların bu yas işini ilk günden gündeme getirmeleri de anlamak isteyene çok şey anlatıyor.
Yılbaşı meselesine gelince...
Yakın çevrem bilir; yılbaşıymış, doğum günüymüş, küçük burjuva modalarıyla, özel günlerle hiç işim olmaz.
Ne var ki "Yılbaşı yasaklansın" demeyi, "Bayramda kurban kesmek yasaklansın" demekten farklı görmüyorum.
Bu işler yasakla mı olur Suat Bey?
Olursa pandemideki gibi olmaz mı?
O günlerde yasaklara karşı özgürlüğün safında duran Genel Başkanınız Fatih Erbakan da sizinle aynı görüşte mi?
***
EKRANDA EĞLENCE Mİ KALDI Kİ?
Yeri gelmişken, eğlence yasağı istenen ekranlarla ilgili de iki çift laf edelim.
Ekranlarda eğlence mi kaldı ki?
Evet, gergin bir yıl geçirdik. Deprem, seçimler derken Gazze'deki soykırım başladı. Yerel seçimler öncesi de yine terör kartını açmaya çalışıyorlar.
İster istemez bu ağır atmosfer, televizyonların reflekslerini de etkiliyor.
Ancak bugüne dair özel bir durumdan bahsetmiyoruz. Bitmeyen bir yas hâlindeyiz.
Epeydir ekranlar zaten neşesini kaybetti. Eğlence acı, dram oldu. Sıkıcılık ciddiyet olarak görülüyor. Mizah yerini sululuğa bıraktı, kabalaştı. Güldürmüyor, oyalıyor.
Tabii ki bu sonuçta içerik üreticisiyle, alıcısıyla hepimizin payı var.
***
HÜZÜN MÜPTELALARINA KAPILMAYIN
Sosyal medyada herkes "Ne yıldı ama" diye söyleniyor.
Ne var ki önceki seneleri düşündüğümde 2023'ten aşağı kalır yanları olmadığını hatırlıyorum.
Üzerine asker üniforması geçirdiği için sırtımızı döndüğümüz ajanların uçaklarla üzerimize bomba yağdırdığı, yüzlerce insanımızı kaybettiğimiz darbe girişimini unuttuk mu? Kuzey Irak'ta, Suriye'de şehirlerimizin göbeğinde, stadyumlarımızda, garlarımızda patlayan bombaları hatırlamıyor olamazsınız?
Yeni yıl vesilesiyle, her şeyin kötüye gittiğini, başımıza mutlaka daha kötüsünün geleceğini söyleme fırsatı bulan hüzün müptelalarına kapılmayın.
Bu karamsarlığın, toplumu dalga dalga saran yakınma hâlinin bir saniye sonrasını bilemediğimiz hayatımıza hiçbir olumlu katkısı yok.
İnsana yakışan, gelecekten umuttur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- 60 günde Trump’ın elini kolunu bağlayacaklar (20.11.2024)
- Parsel parsel... (18.11.2024)
- Bahçeli’nin Öcalan çıkışıyla balataları sıyırdılar (17.11.2024)
- Eyvah asgari ücret artıyor! (16.11.2024)
- Patronun çırakları (15.11.2024)
- Zulme karşı insanlık ittifakını genişletiyoruz (14.11.2024)
- Sanırsın Trump ABD’ye değil Türkiye’ye başkan seçildi (11.11.2024)
- CHP erken seçim diye diye erken kurultaya gidecek (10.11.2024)
- Yavaş’ı İmamoğlu medyası vuruyor (09.11.2024)
- Trump kazanınca kaybedenler (08.11.2024)