Rusya ve Ukrayna bağımsız, orduları olan iki koca devletti.
İki yıl önce savaşa tutuştuklarında "çağdaş Batı" anında ikincisinin yanında saf tuttu.
Ama ne saf tutuş!
Ticari, diplomatik, askeri ambargodan falan bahsetmiyorum.
Avrupa operalarında Çaykovski'nin Kuğu Gölü balesinin oynanmasını yasakladılar. 1930'lardaki gibi Berlin'de toplanıp yaktılar mı bilmiyorum ama okulların müfredatından Dostoyevski'nin kitaplarını çıkardılar.
Tabii dünya bir kolektif delilikten yeni yeni çıkıyordu. Virüsten maske takarak, pencereleri kapatarak kaçabileceğine "bilimsel" olarak ikna edilmiş insancıkların bir şeye şaşıracak, mantık arayacak halleri kalmamıştı.
Pandemide olduğu gibi bu küresel histeriye itiraz edenleri de Putinci, üçüncü dünyacı diye yaftaladılar.
Beyin sisinden olsa gerek, en anti Amerikancıları bile Rusya karşısında ABD'nin kuklası Zelenski'nin arkasında kümelenmekte tereddüt etmedi.
Zira çağdaşlıktan, medeniyetten, insanlıktan yana durduklarına çok eminlerdi.
İsrail'in Gazze'de giriştiği son soykırımın ardından biraz daha ayıldıklarını görüyorum.
Sadece barış diye tweet attığı için Avrupa'daki konserlerinin iptal edilmesini "garip" bulduğunu söyleyen Fazıl Say bakın nasıl yakınıyor:
"Ben Avrupa'da ifade özgürlüğüne güven duyulur, karanlık ve anlayışsızlık yaşanmaz diye bilirdim. Bu rahatsız edici olay babında güvenim oldukça sarsıldı."
Fareli köyün kavalcısının ezgisiyle sarhoş olduklarını, kanon yaptıkları şarkının aslında kendi cenaze marşları olduğunu anlayanların sayısı artıyor.
Evet, bedeli ağır oluyor ama insanlığın birkaç yıldır duvara astığı asgari mantığa doğru uzanması, travmayı atlatmaya başladığının göstergesi.
***
KARPUZU BİLE KESTİLER AMA ALGIYI KAPTIRDILAR
Bugünlerde Avrupa kaldırımlarında Filistin bayrağı renklerindeki atkılarla yürümek suç. Macron'un para cezasından sıyırsanız bile polisin copla müdahalesinden kurtulamıyorsunuz?
New York Times, salon gazetesi imajını boş vermiş. İsrail'e destek vermeyen Bella ve Gigi Hadid kardeşleri, Dua Lipa'yı manşetten "terörist" ilan ediyor...
Frankfurt Kitap Fuarı'nda Zizek'i sahneden kovuyorlar. Filistinli yazar Shibli'nin ödülünü vermiyorlar...
Facebook ve Instagram'ın sahibi Meta başta olmak üzere pek çok sosyal medya platformu, İsrail aleyhine paylaşımları sınırlandırıyor. Öyle ki, Zuckerberg'in sansür usturası, paylaşımlarda kullanılan Filistin bayrağındaki renklere sahip karpuz emojisini bile kesiyor!
Ne var ki dünya kamuoyu Filistin halkının yanında. Avrupa'daki Filistin lehine sokak gösterileri Müslüman ülkelerdekileri aratmıyor. Dünyayı saran küresel kültür endüstrisinden de yırtık sesler çıkıyor. Hollywood'un en sterillerinden Cate Blanchett'ın falan "ama Filistinli çocuklar" demesi az şey değil.
Bizim Greta bile arkadaşlarını toplayıp İsrail'e çakıyor.
Evet, bu kez yediremediler.
***
FIKRA USTASI RAUF TAMER
Dün Rauf Tamer'in Posta'daki Filistin'le ilgili yazısını okurken ölüm haberini aldım.
Olaya hapsolmuş, dipnotlu, tuğla gibi köşe yazılarının arasında iki cümleyle olgulara işaret eden bir soluktu.
64 yıllık meslek hayatında son yazısına kadar insanlıktan yana duruşunu hiç bozmadı.
En yakın arkadaşı Mehmet Barlas, Rauf abinin fıkra türünün hakkını veren en iyi yazar olduğunu söylerdi.
Gündelik hayatında da yazılarında olduğu gibi kimseyi yormazdı. Esprili, güler yüzlü, şeker gibi bir adamdı.
Çok arayacağız.