Paşinyan mı ‘ulusalcı’ Paşa mı deseler...

Ulusalcıların gözde isimlerinden, CHP Milletvekili "General Türker Ertürk" dün Twitter hesabında iştahla Rusların düşürdüğü Bayraktar TB2'nin fotoğrafını paylaşıp dahası da varmış diye müjdeliyordu.
Kurmaylık formasyonunu merak ettiğimiz paşaya işini öğretmek gibi olmasın, bu yaptığı psikolojik harbin dik âlâsıdır.
Yoksa silah lobiciliği mi demeliyiz?
Öyle ya, bir zamanlar mensubu olduğu ordunun envanterinde yer alan ve Türkiye'nin en önemli ihraç kalemlerinden olan bir savaş aracını, Batılı silah tüccarlarının advertorial haberleriyle gömmenin başka ne izahı var?
İsmi de Türker... Soyadı ise Ertürk.

Birkaç kez tekrar edince otomatikman "Tanrı Türk'ü korusun" falan demeye başlıyorsunuz.
Haklısınız, yıllarca ayrılıkçı Kürt hareketin liderliğini yapan da Ahmet Türk'tü.
Görevi süresince Suriye'deki milyonlarca Müslüman'ın hayatını kaydıran ABD Başkanı'na Hüseyin adını seçenlerden korkulur!
Başlıktaki soruya gelince...
Tabii ki Paşinyan.
Ermenistan'ın "milliyetçi muhalefetinin" lincine aldırmadan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yemin törenine gelmeye cesaret etti. Soru sormak yerine kendisine nutuk atan Türk gazetecileri bile centilmence göğsünde yumuşattı.
Ve tüm bunları darboğazdaki ülkesinin tek şansının Türkiye olduğunu gördüğü için yaptı.
Bence yurtseverliği, "Türkiye, Ermenistan-Azerbaycan savaşında cihatçıları kullandı" diye NATO ağzıyla ülkesini şikâyet eden partiden mebus adayı olan "ulusalcılarla" kıyas kabul etmez.

***

KIZAMIK KOVİD'E, CEYHAN HEKİME BENZEMEZ
Israrla uyarıyorum. Yeni bir pandemi masalının altlığını yapmaya soyundular.
Çocuk doktoru Mehmet Ceyhan boş durur mu? "Kızamık Kovid'e benzemez" açıklamalarıyla manşelerde.

İyi de pandemide aşı reklamı yapıp daha sonra yan etkileri tartışılmaya başlayınca "Ben aşı olun falan demedim" diyerek ortadan kaybolan ve şimdi yeniden sahneye fırlayan Mehmet Bey de hekimden başka her şeye benziyor.
Mesela ilaç mümessilini andırıyor.
Onu ne yapacağız?
Mehmet Bey'in sektörde daha üst bir pozisyonu varsa yine cahilliğime versin.

***

KÖPEKBALIĞI MI DAHA TEHLİKELİ GAZETECİLER Mİ?
Mısır Hurgada'da bir köpekbalığının Rus turisti öldürmesi günlerdir konuşuluyor.
Yakalanan hayvanın ölüsünü sopalarla döven ahalinin görüntüleri elden ele geziyor.
Dün de medyamız, "Katil köpekbalıkları Türkiye'ye gelir mi?" sorusunun peşine düşmüştü.
İstatistiklere göre yılda ortalama 30 milyon kişinin hayatını kaybettiği dünyamızda köpekbalığı saldırısı sonucu ölen kişi sayısı sadece 5. O 5 kişinin de nasıl öldüğünü Allah bilir artık.
Bu arada "Köpekbalıkları neden çıldırdı?" sorusuna buldukları cevabın küresel ısınma ve iklim değişikliği olduğunu söylememe gerek var mı?

***

EĞLENCELİ GÜNLER BİZİ BEKLİYOR
Yaklaşan 2024 seçimleri öncesi içeri tıkmaya çalıştıkları Trump dün meydan okudu:

"ABD tarihinin en yozlaşmış başkanı Biden ve ailesi için özel bir savcı atayacağım!"
Bence Başkan dediğini yapacak.

***

SANA SÖZ, CÜNEYT BİR DAHA YAPMAYACAKMIŞ
Kılıçdaroğlu seçilirse genişleyeceklerini düşündükleri muhalif medya pazarı daralıyor.
Yükselen dalgayı iyi okuduklarına inanıp seçim totosunda tüm sermayelerini muhalefete yatıran gazeteciler panik halinde.
Kimisi dişine göre bulduğu bir dizi oyuncusuna yüklenerek iktidar çevrelerine "hakkaniyetli gazeteci" pozları kesiyor...

Cüneyt Özdemir de dün "Seçim gecesi 18.25'te benim önümdeki kâğıtta % 52.5 Erdoğan kazandı, % 47.5 Kılıçdaroğlu kaybetti vardı. Korktum söyleyemedim, linç yerim diye korktum" itirafında bulunduğu yayınıyla alay konusuydu.
Ama bence asıl sonrası dramatikti
Zira seçim döneminde "Sana söz" diyen Kılıçdaroğlu'na yanlayan Cüneyt, "Ama bir dahaki seçimlerde göreceksiniz" diyerek bir daha yapmayacağına, "gerçeği" söyleyeceğine yemin ediyordu.
Ne dersiniz, inanalım mı?
Bence bu performansıyla bir krediyi daha hak ediyor