Düşüşe geçen uçakta ateist kalmaz derler. Seçim öncesi Türkiye'de de benzer durumlar yaşanıyor.
İktidardaki muhafazakârdindar siyasilerin inançlarını "gizli yaşamalarının" laikliğin ilk şartı olduğunu söyleyen muhalefet aktörleri, seçim kampanyalarında Kuran dağıtıyorlar.
İş "Kudüs Gecesi" düzenlemeye kadar varır mı bilinmez ama dikkatli olsunlar!
Bir savcı çıkar "Laiklik karşıtı eylemlerin odağı bunlar" deyiverir.
Meral Akşener de dün, Kılıçdaroğlu'nun kendi önerisine ret oyu vermesiyle sonuçlanan başörtüsü çıkışı (hezimeti) üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başörtüsü meselesindeki samimiyetini sorguluyordu.
"Başörtüsüyle ilgili bir mevzu çıktı. Sayın Kılıçdaroğlu başörtüsüyle ilgili bir kanun teklifi verdi. Helalleşme çerçevesi içerisinde olduğunu iddia etti. Sayın Erdoğan bunu kendisine bir pas olarak aldığını iddia etti. 'Kılıçdaroğlu bana pas attı, ben onu gole çevireceğim' dedi... Sana yazıklar olsun. Ben o dönemde 2 başörtülü yeğenin halasıydım. Sen onları unuttun Sayın Erdoğan."
Her ne kadar Kemal Bey'in acemiliğinden mi yoksa Erdoğan'ın ustalığından mı yakınıyor anlaşılmasa da Akşener'in tartışmanın en "samimi aktörü" iddiasında olduğu açık.
E hakkıdır da...
Baksanıza meğer "başörtülü yeğen halası"ymış Meral Hanım.
"Kız babası" gibi bir şey olmalı.
Meral Hanım'ın bu özelliğini bilmiyordum. Ama "başörtülü kız halasıyken" içişleri bakanı olduğunu da herkes gibi hatırlıyorum...
Ve tabii Birand'a o günlerde verdiği röportajda başörtüsü yasağını savunduğu şu sözlerini de:
"28 Şubat kararlarına imza atmış birisi olarak gönülden inanıyorum. Uygulayacağız. O kararlar uygulanacak, uygulanması gerektiğine de gönülden inanıyorum. İnanmasam zaten oraya gidip imzalamazdım."
İzlemek isterseniz röportaj Youtube'da var.
Merak ediyorum, Meral Hanım değişti mi? Başörtülü kızları okula sokmamak için sergilediğiniz şevk ve kararlılığı ifade etmekten gurur duyduğu günlerden pişman mı?
O halde başörtüsü yasağının uygulayıcısı olduğu halde sorununu çözen Erdoğan'a 28 Şubat üzerinden yüklenmesinin anlamı ne?
Yoksa "Bravo Meral Hanım'a, başörtülü yeğenlerinin bile gözünün yaşına bakmamış" dememizi mi istiyor?
Keşke artık şu meseleyi biraz açsa. Zira ihtiyaç var.
***
KÜRT DÜŞMANLARI
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani, Külliye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştü.
Görüşmede çekilen fotoğraflarda bölgesel yönetimin bayrağının olmadığını söyleyip "Kürtler yok sayılıyor" diye gürültü kopartıyorlar.
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte Mesrur Barzani'yi de, Mesut Barzani'yi de, Almanya Şansölyesi Merkel'i de, Gagavuzya Özerk Bölgesi Başkanı İrina Vlah'ı da sadece Türk bayraklarıyla karşılamıştı.
Bir mesele yok yani.
Yanlış anlaşılmasın, sosyal medyada bu karelerden rahatsız olduklarını söyleyenler de megri megrici tayfa zaten.
Evet, evet bildiğiniz Kürt düşmanları.
***
MUHTAR CUMHURİYETİ
Kemal Kılıçdaroğu bir ara istihdam sorununa çözüm olarak önerdiği ve yurtta neşeyle karşılanan "her muhtara bir sekreter" projesinde ısrarcı görünüyor:
"Dünya kadar işsizimiz var. Üniversiteyi, liseyi bitiren dünya kadar işsizimiz var. Muhtar arkadaşlara birer yardımcı personel verilse, dosyaları tutsalar, gelen vatandaşla ilgilenseler, ne olur? Kıyameti kopardılar. 'Vay efendim muhtarlara bu verilir mi?' Niye verilmesin? Allah nasip eder iktidar olduğumuzda vereceğiz."
Türkiye'de 50 bin civarında muhtar varmış. Bu kadar kadro her gün potansiyel işgücü artan Türkiye'nin dişinin kovuğunda kalmaz.
Bir oluyorsa altı yardımcı da olur Kemal Bey. Düşünsenize 300 bin kişi.
Bence Davutoğlu da sizi destekler.