Sarı taksiler kaderimizse eyvallah
İstanbul'da en son ne zaman taksiye bindiniz?
Kolay iş değil.
Önce boş bir taksi göreceksiniz.
Bugünlerde hiç de kolay değil. Hafta sonları, mesai başlangıçlarında ve bitişlerinde, şoför değişiminden bir saat öncesinde ve sonrasında, yağmurda zaten şansınız yok.
Çünkü turistlerle nüfusu her gün artan İstanbul'da taksi sayısı özenle sabit tutuluyor.
Hadi buldunuz diyelim...
Sonra da şoförü ikna etmeniz gerekiyor.
Kısa mesafeye gidecekseniz olmaz mesela. Karşıya gidecekseniz de o yakada şoförün bir işi varsa belki.
Tabii çevrede yabancı turist de olmayacak.
Şoförün taksimetrede çıkacak fiyata ek talepleriyle baş etmeyi de bilmelisiniz.
Bu aşamayı da şoförün "öfl"erine "püf"lerine "bin bakalım"larına katlanarak aştığınızı düşünelim...
Yolda aynı yöne giden misafir müşterilere de hazırlıklı olmalısınız tabii. Kadınsanız laubali sohbetlere, senli benli sorulara da...
O halde tebrikler...
Kendinizi şanslı saymalısınız, taksiye binebildiniz.
Ben epeydir bu sebeplerle taksi kullanmamaya çalışıyorum.
Bir iki de denediğime pişman oldum. Bitaksi'nin de, eskiden adam gibi çalışan ancak yasaklanınca yeraltına inen Uber'in de durumu farklı değil.
Ama bugünlerde kiminle konuşsam sorunun günden güne kötüleştiğini dinliyorum. İnsanlar işlerini, görüşmelerini taksi sorunsalı yüzünden ertelediklerini anlatıyorlar.
Turistlerin anlattıkları iğrenç dolandırılma hikâyelerinden falansa hiç bahsetmiyorum.
Evet ne zaman bu sorundan bahsetsem, "Şoförlerin çalışma koşullarını biliyor musun sen" diye çıkışıyorlar.
Biliyorum bir sürü de yazı yazdım, program yaptım...
Ancak plaka ağalarının şoförleri sömürüsü üzerine kurulu sistem, ulaşım hakkını kullanan müşterilerin sorunu değil.
Zaten bu yazı da taksicilere, meslek odalarına esnaflığın gereklerini hatırlatmak için yazılmadı.
Çünkü o cepheden bir beklentimiz kalmadı.
Fakat bu işin sorumluları, taksilere standardizasyon getirmekle görevli olanlar var.
Başta da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu.
Göreve geleli onca zaman oldu, rekabetle işi halletmek varken çözüme dair bir adım atmadı. Dahası eski taksileri bile arar olduk.
Evet seçim vaadinizi ne zaman yerine getireceksiniz Ekrem Bey?
Cumhurbaşkanı olunca mı?
İyi de biz sizi Belediye Başkanı diye seçmemiş miydik?
Yoksa 16 milyon İstanbulluya "Hayır bu sorunu çözmek benim kapasitemi aşar, kaderiniz çekeceksiniz" mi diyorsunuz?
***
MUHALEFETİ ARABESKLEŞTİRMEK
Muhalefet, "Kışın fiyatların en uygun olduğu dönem. Bütçekriter açısından baktığınız zaman kışın gezmenizi tavsiye ederim" diye tavsiyede bulunan Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'a demediğini bırakmadı.
Milletin parası mı varmış da tatile gidecekmiş.
Bakan, "Zengine yazın, fakire kışın güneşlinin" diyormuş. Reva mıymış.
Ajitasyonun, aşırı yorumun bini bir para.
Ne var bu sözlerde Allah aşkına?
Ücretlerin enflasyonla ezildiği bir dönemde bir turizm bakanının ekonomik tatil alternatiflerinden bahsetmesi niçin garip olsun?
Ben de bir süredir bakanın dediği modeli uyguluyorum mesela. Çevremdekilere de tavsiye ediyorum.
Ve son dönemde birçok insanın hem ekonomik hem de rutin dışı tatil alternatiflerini denediğini, sürüden ayrılıp kendini fark ettiğini, mutlu olduğunu görüyorum.
Kabul edin...
Bakana görev süresince, işgal altındaki sahillerimizin halka açılması gibi temel problemlerle ilgili ne yaptığını sormak dururken siyasi hasmınıza buradan kulp takmaya çalışmak, muhalefeti arabeskleştirmek değil de nedir?
Birkaç hafta önceki "Kız Kulesi'ni çaldılar, kılıfını hazırladılar" geyiğiniz bile inanın daha eğlenceliydi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bu işlerde Mahir (22.11.2024)
- 60 günde Trump’ın elini kolunu bağlayacaklar (20.11.2024)
- Parsel parsel... (18.11.2024)
- Bahçeli’nin Öcalan çıkışıyla balataları sıyırdılar (17.11.2024)
- Eyvah asgari ücret artıyor! (16.11.2024)
- Patronun çırakları (15.11.2024)
- Zulme karşı insanlık ittifakını genişletiyoruz (14.11.2024)
- Sanırsın Trump ABD’ye değil Türkiye’ye başkan seçildi (11.11.2024)
- CHP erken seçim diye diye erken kurultaya gidecek (10.11.2024)
- Yavaş’ı İmamoğlu medyası vuruyor (09.11.2024)