Hormonlu portakal
Fatih Portakal "oldum" havalarına girip FOX Ana Haber'den erken emekliliğini istediğinde yerine İsmail Küçükkaya'yı yakıştıranlar çoğunluktaydı.
Ancak Turgay Ciner'in yöneticisi Selçuk Tepeli ismini kimse tahmin etmiyordu.
Zira rakibi ana haberlerin ancak magazin yaparak reytingine yaklaşabildiği Portakal, köpeksiz köyde değneksiz gezmenin konforuyla yandaşlığın dibine vuruyordu. Tepeli gibi adını yalnızca gazetecilerin bildiği silik bir isim yerini nasıl dolduracaktı?
Yerinde bir soruydu...
Ben de gazetecilerin katıldığı seyahatlerde gruptan, tartışmalardan uzak, bir köşede tek başına otururken gördüğüm Tepeli'nin sesini bile hatırlamıyordum...
Selam verildiğinde bile mırıldanarak karşılık verdiği halde, uçaktaki röportajlarda Cumhurbaşkanı'nı görünce aniden canlanıp depar atar, ta dibine kadar sokulurdu.
Ne var ki gariptir, sürekli rölantide çalışan bu arkadaş patinaj yapıp fırladığı halde soru da sormazdı...
Zaten, sadık, patronuna sormadan tuvalete gitmeyen her medya bürokratından beklenilen de ertesi gün gazetelere basılacak röportaj fotoğrafında grubu temsil edecek "iyi bir" pozdan fazlası değildi.
Tepeli'nin, geçen gün sosyal medyada dolaşan videosunu görünce gözlerime inanamadım...
Söyledikleri yüzünden değil...
Hâli, tavrı, üstünde birkaç beden büyük duran "Hayır nedir yani" şeklinde diklenmeleri... Dün yanında sevimli gülücükler saçarak uslu uslu oturduğu bir siyasetçiye sanki rakibiymiş gibi racon kesmeye kalkışması falan...
Anlaşılan o ki değişmez patronu ve yeni sahipleri, seçimler yaklaşırken gaza yüklenmesini istemişler.
O da yıllar sonra biraz ünlü olmanın verdiği sarhoşlukla kantarın topunu ayarlayamıyor.
RTÜK'ün sunucu hakkında "hükümete yönelik sözlerinin tarafsızlık ilkesinin ihlali olduğu" gerekçesiyle başlattığı inceleme şüphesiz ki yelkenini biraz şişirir.
O da "ayağına gelen bu fırsatın" farkında olmalı ki, dün sosyal medyada RTÜK Başkanı'na şahsi dalıyordu...
Ama yetmez...
Kanalda peşinden koştuğu Fatih'in hayaletini tepelemek için daha birçok Washington portakalı yemesi lazım.
Tabii bu arada yandaşlığın dozajını ayarlayamayıp bir çuval inciri berbat etmezse.
***
PANDEMİ TESELLİSİ...
CHP tarafından yayınlanan bir bildiride bazı izolasyon tedbirlerinin kaldırılması kınanmış!
Sanmayın ki dertleri halk sağlığı, gerekçeleri de tıp, bilim...
Öyle olsa ABD, İngiltere ve Fransa gibi pek çok ülkede atılan açılım adımlarıyla uyumlu bu gelişmenin bilimsel gerekçelerine dair de birkaç laf ederlerdi.
Dünyadan haberleri yok...
Yaklaşan tehlikeyi gören DSÖ bile her gün "Zararın neresinden dönülse kârdır" diye açıklamalar yapıyor.
Örgüt, son olarak "Uluslararası seyahat yasakları hafifletilmeli veya tamamen kaldırılmalıdır" diye dünyaya çağrı yaptı...
Çünkü nihayet, kapanmanın insani ve ekonomik faturasının, korkulan korona bilançosunu misli misli katlayacağını anladılar.
CHP'nin korkusu da tam olarak bununla ilgili...
Normalleşmenin ekonomik ve sosyal hayata can suyu vermesinden ödleri kopuyor.
Evet, pandemi süresince Sağlık Bakanlığı'nı ve Bilim Kurulu'nu sert izolasyon politikaları nedeniyle hep eleştirdim.
Ama itiraf etmeliyim... Bu süreçte ülkenin başında CHP'nin başını çektiği ittifakın yönetmesi halinde neler olacağını düşündükçe "şükür" diyorum.
İnanın Türkiye, bugün pandemi bahanesiyle açık faşizmin hüküm sürdüğü Avustralya'dan beter bir açık hapishaneye dönerdi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bu işlerde Mahir (22.11.2024)
- 60 günde Trump’ın elini kolunu bağlayacaklar (20.11.2024)
- Parsel parsel... (18.11.2024)
- Bahçeli’nin Öcalan çıkışıyla balataları sıyırdılar (17.11.2024)
- Eyvah asgari ücret artıyor! (16.11.2024)
- Patronun çırakları (15.11.2024)
- Zulme karşı insanlık ittifakını genişletiyoruz (14.11.2024)
- Sanırsın Trump ABD’ye değil Türkiye’ye başkan seçildi (11.11.2024)
- CHP erken seçim diye diye erken kurultaya gidecek (10.11.2024)
- Yavaş’ı İmamoğlu medyası vuruyor (09.11.2024)