Bilim erkeği peki ya Bilim LGBT’si?
Koronavirüs gündemi sadece, sokağa çıkmak ve seyahat etmek gibi en temel haklarımızı elimizden almadı... Onun dışında başka bir şey konuşmak da mümkün değil.
Ama bir yere kadar değil mi?
Dün kafamı dağıtmak için oturdum gazetelerdeki ve internet sitelerindeki farklı haberleri okudum.
Gözüme ilk çarpan haberlerden birisi şu oldu:
"Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi Bilgisayar Destekli Sistem Biyolojisi Bölümü Kurucu Başkanı Prof. Dr. İvet Bahar, Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi üyeliğine seçilen ilk Türk bilim kadını oldu."
İvet Hanım'ı tebrik ederiz.
Ancak haberi yapan meslektaşlarımıza bir sorum olacak...
"Adamı" insan değil erkek olarak algılayanların mahalle baskısıyla, cinsiyet ayrımı olmaksızın yıllardır kullandığımız "bilim adamını" bırakmıştık... Arada dilimiz sürçse de paşa paşa "bilim insanı" demeye başlamıştık.
Şimdi durup dururken nereden çıktı bu "bilim kadını"?
Engin Ardıç'ın durumla kafa bulmak için kullandığı "erkek bilim insanı" önerisinden mi etkilendiniz yoksa?
Görmüyor musunuz, fazla zorlamamak lazım... Politik doğruculuğa teslim oldukça gerisi hep gelir. Ayrımcılıkla mücadele ediyorum sanırken bir de bakarsınız günün sonunda daha fazla ayrımcılığa neden olmuşsunuz.
Nesi vardı bizim zaten "bilim insanı" anlamına gelen bilim adamımızın? Ne ayrımcılığını görmüştünüz de başımıza bu işleri açtınız?
Yakında bilim erkeği ya da bilim LGBT'si diye duyarsanız şaşırmayın.
***
Ne gereği var İsmail?
Dün sosyal medyanın gündemindeyse FOX TV'den İsmail Küçükkaya vardı.
Elden ele dolaşan videolarda, İsmail'in sokağa çıkma yasağında Boğaz'da yürüyüş yaparken görüntülendiği iddia ediliyordu.
İsmail ise cevaben Twitter'dan şu mesajı paylaştı:
"Gazeteci her an her yerde görevdedir. Gözlem yapar, 'fotoğraf çeker'/ Gazeteci yaşanan günün tanığıdır. Bazen 'en sıradan görünen' olay bile yerine göre haberdir."
Herkes, İsmail'i sokağa çıkma yasağını ihlal ettiği ve bunu gazeteciliğin kendisine tanıdığı hakları kullanarak yaptığı için eleştiriyor.
Beni üzense İsmail'in çaresizce çırpınışı.
Ya arkadaşım desene "bunaldım, çıktım." Hayvan gezdirmek, en uzak fırına pide almaya gitmek gibi bir bahane bulup çıkmayanımız mı var?
İstiyorsan "sevenlerinden" özür de dile üstüne...
Gazetecilik tiratları atman, "çıktım ama halkın haber alma hakkı için çıktım" falan diye savunmaya geçmen...
Bilmiyorum bana çok yavan geliyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bu işlerde Mahir (22.11.2024)
- 60 günde Trump’ın elini kolunu bağlayacaklar (20.11.2024)
- Parsel parsel... (18.11.2024)
- Bahçeli’nin Öcalan çıkışıyla balataları sıyırdılar (17.11.2024)
- Eyvah asgari ücret artıyor! (16.11.2024)
- Patronun çırakları (15.11.2024)
- Zulme karşı insanlık ittifakını genişletiyoruz (14.11.2024)
- Sanırsın Trump ABD’ye değil Türkiye’ye başkan seçildi (11.11.2024)
- CHP erken seçim diye diye erken kurultaya gidecek (10.11.2024)
- Yavaş’ı İmamoğlu medyası vuruyor (09.11.2024)