Ekmek bulamazsak pasta yeriz, ne var yani
Sokağa çıkma yasağının hafta başından duyurulması olumlu sonuç verdi. Geçtiğimiz cuma yasağın vatandaşa iki saat kala duyurulması nedeniyle yaşanan kargaşa oluşmadı.
İnsanlar ihtiyaçlarını hafta içine yayarak tedarik ettikleri için, işini son dakikaya bırakanlar bile yoğunluk yaratmadılar.
Sık sık verilen örnekler üzerinden gidelim...
"Türkler", yasağı günler öncesinden duydukları halde marketleri yağmalayan, birbirlerini döven "İngilizler" ve "Fransızlar" gibi yapmadılar yani.
Olması gerektiği gibi maskesini takıp sosyal mesafesini koruyarak "medeni medeni" alışverişlerini yaptılar.
Bu arada Luppo'cu geyiğini sevenlere de kötü bir haberim var...
Hürriyet'ten Sefer Levent geçtiğimiz gün köşesinde bu konuyla ilgili ilginç bir araştırmaya yer vermişti.
İpsos'un araştırmasına göre 10 Nisan akşamı saat 22.00-24.00 arasında alışveriş yapmak için sokağa çıkanların yüzde 50'si makarna, bakliyat, un, tuz, şeker, ekmek gibi ağırlıklı temel ihtiyaçlarını almışlar.
Ekmek satın alanların oranı yüzde 49. Zeytin, peynir gibi kahvaltılık ürünleri alanların oranı ise yüzde 38.
O gece alışverişe çıkanların yüzde 32'si süt yüzde 25'i de su aldığını belirtmiş.
Üzerinde çok konuşulsa da, araştırmaya göre o gece sigara, atıştırmalık, içki ve diğer ürünler için sokağa çıkanlar küçük bir azınlıkmış. Millet "keyfinden" dışarı çıkmamış.
Anlaşılan, gece o saatte açık olan benzinlikte, Tekel bayiinde ekmek bulamayan vatandaş ben de pasta (Luppo) yiyeyim bari demiş...
Gayet rasyonel bir davranış bence. Bir lümpenlik göremiyorum.
***
Sosyal medyadan korunmanın tek yolu...
Karantina günlerinde sosyal medya altın günlerini yaşıyor...
Johny Deep bile sıkıntıdan instagram hesabı açtı. Bir anda 3 milyon takipçisi oldu! Deep adına açılan sahte hesaplar bile 1 milyonu bulmuş durumda. Herhalde Deep'in hesabına anında mavi tık alan avukatları devreye girecektir.
Türkiye'de de Twitter başta olmak üzere sosyal medyada ünlü kişilerin isimleriyle açılmış trol hesaplar var.
En popülerleri, Maehmet Aslantuğ, Canan Karatay, İlber Ortaylı, Nejat İşler, Mehmet Altan...
Her gün böyle hesaplardan siyasetten futbola, kadın cinayetlerinden ekonomik problemlere kadar pek çok konuda sert yorumlar yapılıyor.
Kritik süreçlerde daha da hareketleniyorlar.
Haklarındaki en ufak bir iddia için tonla açıklama yapacak isimlerden, kendi adlarına açılan bu hesaplara dair yüksek sesle bir itiraz işitmemiz sizce de garip değil mi?
Sessiz kalanlar "konuşulmaktan zarar gelmez" diye mi düşünüyorlar? Olabilir... Hukuki bir süreç olursa da "hesap benim değil" derler, biter gider.
Aklıma bir tek Engin Ardıç örneği geliyor. Engin abi adına açılan hesaba karşı epey mücadele vermişti.
Anlaşılan o ki Twitter'dan, Instagram'dan korunmanın en kolay yolu bu mecralarda olmak, bir hesap açmak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- 60 günde Trump’ın elini kolunu bağlayacaklar (20.11.2024)
- Parsel parsel... (18.11.2024)
- Bahçeli’nin Öcalan çıkışıyla balataları sıyırdılar (17.11.2024)
- Eyvah asgari ücret artıyor! (16.11.2024)
- Patronun çırakları (15.11.2024)
- Zulme karşı insanlık ittifakını genişletiyoruz (14.11.2024)
- Sanırsın Trump ABD’ye değil Türkiye’ye başkan seçildi (11.11.2024)
- CHP erken seçim diye diye erken kurultaya gidecek (10.11.2024)
- Yavaş’ı İmamoğlu medyası vuruyor (09.11.2024)
- Trump kazanınca kaybedenler (08.11.2024)