Gündem "Kirazlı Projesi" adıyla yürütülen altın madeni çalışmaları. Çevreciler CHP'li yerel yönetimin de katılımıyla 26 Temmuz'dan beri çalışmaların durması için nöbet eylemi yapıyorlar.
Gözlerin çevrildiği Kirazlı, Çanakkale merkez ile Çan ilçesi arasında kalan bölgede yer alıyor. Kent merkezine yaklaşık 26 kilometre uzaklıkta.
Projeyi yürüten Kanadalı Alamos Gold, 2020 yılında üretime geçmeyi ve beş yıllık süreç boyunca 514 bin onsaltın ve 3.5 milyon onsgümüş üretmeyi planlıyormuş. Şirketin Türkiye'nin yanı sıra kendi ülkesinde, ABD'de ve Meksika'da da işlettiği madenler var.
Ancak bildiğiniz üzere tartışma verimlilik üzerinden değil, kesilen ağaçlar üzerinden sürüyor.
TEMA Vakfı, uydu görüntüleri üzerinden yaptıklarını söyledikleri hesapla 195 bin ağacın kesildiğini iddia ediyor.
Projenin 2013 yılındaki ÇED raporunda ise kesilmesi öngörülen ağaç sayısı 45 bin 650 adet olarak hesaplanmış...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da bu konuda şunları söylüyor:
"Söz konusu maden faaliyetlerinde bulunan firma, mevzuat gereği iki farklı noktada hatıraormanı oluşturarak, 14 bin fidan dikimigerçekleştirdi. İddialarda yer alan alanda kesilen ağaç sayısı ortaya atıldığı gibi 195 bin değil, 13 bin 400'dür. Ayrıca, tüm maden faaliyetleri Bakanlığımız ve ilgili kurumlar tarafından periyodik olarak denetleniyor."
***
Projeyle ilgili diğer bir tartışma konusu da madenin Atikhisar Barajı'na yakınlığı ve siyanür kullanımı ile ilgili.
Şirket basına yaptığı açıklamada madenin baraja 14 km uzaklıkta olduğunu. Projenin zenginleştirme tesislerinin, Atikhisar Barajı Su Havzası'nın dışında kalacak şekilde konumlandırıldığını, sızdırmazlıkla ilgili tüm önlemlerin de alındığını belirtiyor.
Görüşlerine başvurduğum maden mühendisleri de, siyanürün ayrıştırma aşamasındakapalı sistemlerde kullanıldığını, "siyanürlü altın" kalıbının bir şehir efsanesi olduğunu söylüyorlar. Sanırım Bergama protestolarından dilimize yerlemiş bir kalıp bu.
Alamos Gold yarın bir basın toplantısı düzenleyecekmiş, merak ettiğimiz diğer hususları da öğreneceğiz.
***
Evet, bir işi daha olup bittikten sonra tartışıyoruz.
Hal bu olunca da meydan Dalyan'da binlerce yıldır kimsenin aklına gelmemiş gibi yumurtadan çıkan carettaları denize itekleyen orta zekâlıların ajitasyonlarına kalıyor. Ya da KazDağları'nın göğsüne bıçak gibi saplanmış villalarından ağıt yakan ünlülerin tiratlarına...
Ama bu ülkede kendini ideolojik kafeslere hapsetmeden bir işin aslını anlamaya çalışan insanların sayısı sanıldığından çok fazla.
Ve onlar, yeryüzünde hiçbir devletin birtakım jestler uğruna yeraltında unutmayayanaşmayacağı bu rezervleri en verimli vedoğaya en az zarar verecek şekilde çıkartmanınyollarının tartışılmasını istiyorlar.
Akla gelen ilk sorulardan biri de niçin altınıkendimizin değil, yabancı şirketlerinçıkarttığı. Sondaj gemilerini yapan, İHA'larınıihraç eder seviyeye gelen, yalnızca yeri değil,denizi de yarıp tüneller yapan Türkiye'de bu"know how" yok mu?
Ama merak etmeyin, her şeye rağmen daha önce yapılması gereken bu tartışma boşa gitmeyecek.
Herkesin, hepimizin gözü Kirazlı'da.
Yukarıdan çekilmiş fotoğraflarda ormanagöbeğinde adeta kanser gibi yayılmışmaden alanının proje sonunda yemyeşilolması için 81 milyonun nefesi Alamos'un ensesindeolacak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.