Buldan okumadı da Durmuş okudu mu?
Meclis'te dün yemin töreni vardı. Ve tabii ki konu yine HDP'li vekillerin protestolarıydı.
Ancak hiçbiri, 1991'de Kürtçe yemin ederek ortalığı ayağa kaldıran Leyla Zana'nın (2015'teki sönük kalmıştı) performansına yetişemedi.
Bir tek, yemini 22 saniye gibi çok kısa bir sürede okuyan HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başarangöz'ün kendi rekorunu tazelemesi dikkat çekiciydi.
Ama medyamız daha ziyade HDP Eş Başkanı Pervin Buldan'ın İstiklal Marşı okunduktan sonra salona girmesiyle ilgilendi.
Evet, Buldan'ın ve partinin Türk solu kontenjanından Eş Başkanı olan Sezai Temelli'nin tavırları tek kelimeyle çocukça...
Zira milyonlarca oy alan bir partinin yöneticilerinden, en azından siyaset yaptıkları ülkenin ulusal marşıyla uğraşmayacak olgunlukta olmaları beklenir.
Ancak kafama takılan bir şey var. Tamam, Buldan ve HDP'li arkadaşları bilerek, isteyerek İstiklal Marşı'nı okumadılar... Peki ya Meclis'teki ilk oturumu yöneten İyi Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz niçin "okuyamadı?"
Rahatlıkla, önündeki mikrofondan İstiklal Marşı'na eşlik eden Yılmaz'dan daha kötüsünü çok az gördüm diyebilirim. Keşke, yeni sistemin ilk Meclis'in toplantısında maziye güzellemeler yaptığı konuşmasına çalıştığı gibi evde bir prova da Marş için yapsaydı.
Durmuş Bey kızmasın... Vakit ayırıp tören videolarını izlerse kendisi de bana hak verecektir.
***
BELEDİYE ŞAİRİ
Dünkü yazımda "belediye şairleri" diye bir tanım yapmıştım. Şair İzzet Yasar bu kalıbı daha önce Ece Ayhan'ın kullandığını söyledi.
Araştırdım, haklıymış. Ayhan, Hilmi Yavuz'a böyle hitap ediyormuş.
Şimdikilerine bakıp, 'eskinin belediye şairlerini mumla arıyoruz' diyorum.
***
AMAN ADIMI YAZMA!
Geçenlerde gazeteci bir arkadaşım "bakanlardan sızan var mı" diye aradı.
"Kabine toto oynadığımız parlamenter sistem geride kaldı diye" yanıtladım.
Zira yeni modelde bakanlıklara yalnızca Meclis'teki yüz iki yüz kişi değil milyonlar aday!
Kaldı ki listeyi yapan da eskinin bakanlara muhtaç siyasilerinden değil... 16 yıldır iş başında olmasını milyonlara borçlu olduğunu çok iyi anlamış bir lider.
Sızmaz yani... Sızsa bile sızan kimsenin işine yaramaz!
Ama iş dünyasında, medyada ve siyasette yeni modelin pratiklerine alışmak zaman alacak elbette.
Baksanıza kimileri hâlâ, okurun güvenilirlik ilişkisini maslahatgüzar seviyesine indirdiği köşelerden bakanlık piarı yapmaya çalışıyor.
Anlaşılan "milletvekili aday adaylığı" gibi kimilerinin "işini" bakan adaylığı da görüyor hâlâ.
Nafile çabaları gördükçe, aklıma bundan altı yedi yıl önce üst düzey AK Partili bir siyasiyle yaptığım telefon görüşmesi geliyor.
"Ankara" imzalı bir kulis haber için aradığım deneyimli siyasetçiye, "Adınız kabine listesinde geçiyor, ne diyorsunuz" diye sormuştum.
"Off the record" cevabı net olmuştu:
"Ben duyuyorum ama sizden ricam lütfen yazmayın!"
Bu siyasimizin o kabinede bakan olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- 60 günde Trump’ın elini kolunu bağlayacaklar (20.11.2024)
- Parsel parsel... (18.11.2024)
- Bahçeli’nin Öcalan çıkışıyla balataları sıyırdılar (17.11.2024)
- Eyvah asgari ücret artıyor! (16.11.2024)
- Patronun çırakları (15.11.2024)
- Zulme karşı insanlık ittifakını genişletiyoruz (14.11.2024)
- Sanırsın Trump ABD’ye değil Türkiye’ye başkan seçildi (11.11.2024)
- CHP erken seçim diye diye erken kurultaya gidecek (10.11.2024)
- Yavaş’ı İmamoğlu medyası vuruyor (09.11.2024)
- Trump kazanınca kaybedenler (08.11.2024)