Bu köşeyi takip edenler, ABD Başkanı
Trump'ın iş başına gelmesini dünya için "umut verici" bulduğumu biliyorlar.
Çünkü Trump
diğer başkanların aksine, ABD'nin gerçek sahipleriyle uyumlu bir yönetim
sergilemeyeceğini açık etmişti.
Belli ki
ABD'nin aklını epeyce karıştıracak, ülkenin
sergilediği yekpare görünümü
zedeleyecekti.
Öyle de oldu. Ancak çok dayanamadı.
İçeride yeni müttefikler edinmek için seçim öncesi pek çok
vaadinden
çark etti; etmek zorunda
bırakıldı.
Ama her halükârda Trump'ın başkanlık koltuğuna oturduğu
Ocak 2017'den beri geçen bir yıllık sallantı, kafa karışıklığı dönemi dünyanın geri kalanının lehine oldu.
Tek kutuplu dünya, çok kutuplu bir sürece
doğru ilerleme potansiyeli
taşıdığını fark etti.
***
Bu süre içinde o güne değin ABD kontrolünde dış politika geliştirmeye mahkûm edilmiş ülkeler
bağımsız ikili anlaşmalara yöneldiler.
Pentagon'un ve CIA'nın cirit attığı stratejik coğrafyalarda bölge ülkelerinin işbirliği arttı.
Türkiye, Rusya ve İran Ortadoğu'nun geleceğinde ABD'den daha çok söz sahibi olmak için fiilen yan yana geldi.
Trump'ın özellikle NATO çıkışlarıyla, ABD'ye uygun adım yürümesine alıştığımız Avrupa Birliği'nde yarılmalar oldu. ABD'nin Kudüs'ün İsrail'in başkenti sayılması girişimlerine karşı AB ülkelerinin BM'de takındıkları tavır unutulmazdı örneğin.
Elbette
Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılarak
müstakil bir kutup olarak dünya sahnesinde belirmesini
de atlamamak lazım...
Uyuyan ejderha Çin'in bu süre içinde muazzam
ekonomik kalkınmasını daha da geliştirip
vurucu gücünü artırmasını da...
***
Yalnızca Türkiye açısından düşünecek olursak da Trump'ın başkanlık koltuğuna oturması pek çok açıdan olumlu oldu.
Evet, ABD kaynaklı saldırılar kısmen devam etti. Ama en azından bu ataklar, ABD Başkanı tarafından, "bir Obama kadar" hevesle desteklenmedi.
Örneğin 15 Temmuz'da parmağı olduğunu çok iyi bildiğimiz Obama yönetiminin devamı olan Hillary Clinton'un bu süreçte başkanlık koltuğunda olduğunu düşünün...
CIA'nın, Pentagon'un ve NATO'nun 15 Temmuz politikasında ısrarcı olmayacaklarını hangimiz iddia edebilirdi?
Türkiye darbe sonrası bu toparlanma döneminde CIA tarafından arası açılan komşularıyla ilişkilerini iyileştirdi.
Hatta bu süreçte küresel pek çok konuda bölgeye ve dünyaya öncülük ederek taşıdığı kutup olma potansiyelini ortaya koydu...
Yerli savunma sanayiini güçlendirdi. Rusya'dan alınan s400'lerle geleceğini korumak için güvenli alternatiflere yöneldi...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünkü Fransa ziyaretinde imzalanan ve İtalya'nın da dahil olduğu füze sistemleri anlaşması da bu perspektifin yalnızca doğuyla sınırlı olmadığının göstergesi.
Trump'ın hiç olmazsa bir iki yıl daha ABD'nin aklını karıştırması umuduyla...
***
BOYSAN'A VE ÖZKUL'A VEDA
Dün usta sanatçı Münir Özkul'un ve gazeteci, yazar Aydın Boysan'ın ölüm haberleri ardı ardına geldi... İki büyük değerini kaybeden Türkiye'nin başı sağ olsun.