Dün 15 Temmuz'da Fetullahçı darbeciler tarafından bombalanan Gazi Meclisimizin açılışı vardı.
Ne var ki bazı görüntüler, henüz üç ay önce darbeyisavuşturmuşbu halkın meclisineyakışmadı.
Ülkenin ulusal marşına katılamayan vekilleri mi ararsınız, ülkeyi temsil eden Cumhurbaşkanına protokol gereği bileolsa asgari nezaketgösteremeyenleri mi...
Hadi HDP'li vekilleri anlıyoruz.
Türkiye'den oy almalarına rağmen, görev yaptıkları parlamentoyasavaş açmış terörörgütlerinin ve terör devletlerinvekiliymiş gibi davranıyorlar.
Bu ülkenin hiçbir değerine saygıları yok. Hep düşmanlarımızın çıkarlarını gözetiyorlar.
Üstelik bunu da dalga geçer gibi açık açık yapıyorlar.
Ama CHP'nin bazı yöneticilerinin ve vekillerinin dünkü hallerini, Meclis açılışı öncesi yaptıkları kışkırtıcı açıklamaları, neülkenin kurucusu partisinene de seçmenine yakıştırmamızmümkün.
Oysa Cumhurbaşkanı Genel Kurul kürsüsünden yaptığı konuşmada, bir gün önce kendisinehakaret eden Kılıçdaroğlu tam karşısında olmasına rağmen son derece olgun davrandı.
Polemiğe neden olacak tek bir söz etmedi. Yenikapı'da yaratılan siyasi uzlaşının devam etmesi gerektiğini söyledi.
Yıllardır toplumun kutuplaştığından, gerildiğinden yakınan CHP yönetimi, 15 Temmuz sonrası halktan, bu köşelerden, rakiplerinden gelen toplumsal mutabakatçağrılarına siyasetenbile olsa artık direnmemeli.
Darbe girişimleri ve yoğun terör saldırılarından sonra yaralarını sarmaya çalışan, ekonomisine odaklanan Türkiye'nin en son ihtiyacı olan şey çocukça tavırlarlahalkın, ortamıngerilmesi.
Gerçek sorunlara eğilemedikleri, çözüm ve söylem üretemedikleri, yani muhalefet yapamadıkları için siyaseti kişiselleştiren CHP yöneticileri belli ki günükurtardıklarını düşünüyorlar.
Seçmenlerini temsil etmeyi, iktidarı hedeflemeyi, partiyi büyütmeyi, ülkeye bir katkı sağlamayı değil, sansasyonlarlaisimlerini ön plana çıkartmaya çalışıyorlar.
Doğrudur, isimlerini daha çok kişi duyar. Kindar taraftarları "Maşallah bu vekil de iktidarın her söylediğine karşı çıkıyor, nekadar da radikal" diye düşünebilir.
Ama muhalefetin olmazsaolmazı iktidar perspektifidir.
Yani kitleselleşmek, büyümek şarttır. Siyaseti, yarışa girip kaybettiğirakibine kıskançlığaeşitlemiş olan muhalefet, 15Temmuz sonrasının uzlaşı ortamındabüyüyen potansiyel seçmenpastasını ne zaman farkedecek, merak ediyorum?
MHPÖRNEĞİ
Devlet Bahçeli yönetimindeki MHP, 15 Temmuz öncesi ve sonrası sorumlutavrıyla parlamentoda örnek bir muhalif parti profili çiziyor.
Gerektiğinde hükümetinicraatlarına, söylemlerinesonuna kadarmuhalefet ediyor. Amademokrasi, laiklik ve ulusalgüvenlik söz konusu olduğundaküçük siyasi hesaplaratakılıp kalmıyor. DevletBahçeli'nin terörle mücadeledekive Fetullahçı cuntacılarıntasfiyesini içeren OHALkonusundaki tavrı ortada.
Kuşkusuz bu rasyonel hal, geçtiğimiz dönemde oy kaybeden MHP'ye de iyi gelecek.
Demek ki Türkiye'yezarar vermeden de muhalefetedip büyümek, başarılıolmak mümkünmüş.
ÇİPRAS SAKİNOLSUN, KILIÇDAROĞLUYUNANİSTAN'IN YANINDA
Lozan tartışmamız yurtta ve tüm dünyada devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Lozan'a yönelik eleştirilerine tepki verenler kervanına, Kılıçdaroğlu'nun ardından Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras da katıldı.
Ee tabii, adam haklı.
Lozan'dan Türkiye değil, "yenildikleri"halde Yunanistan kârlıçıktı. O yüzden de bu anlaşmanıngündeme gelmesinden bile ürküyorlar.
Ama Yunanlıların telaşlanmalarına lüzum yok. Gözleri arkada kalmasın. Kemal Bey, Lozankonusunda da kendileriylehemfikir.
Yoksa Yunanistan asıl Kemal Bey'in bu desteğinden sonra telaşlanmalı mı diyorsunuz?
Haklı olabilirsiniz!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.