6’lı masa mı kumar masası mı?

MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli Kızılcahamam'da yaptığı konuşmada 6'lı masanın içinde bulunduğu dağınık duruma değindi. Bahçeli'nin hedefinde masanın sorunlu iki ismi olan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan vardı.
Bahçeli, sürekli "Masada kriz çıkarırım" tehditlerinde bulunan, yüzde 0,5 oy oranına bakmadan "Cumhurbaşkanı her konuda benden izin alacak" diyen Davutoğlu'na şunları söyledi: "Serok Ahmet, haline bakmadan Hasan Dağı'na oduna gitmek için yola koyulmuştur. 6'lı masa cunta yönetimlerini, ara rejim dönemlerini aratmayacak bir nevi konsey yapılanmasıyla Türkiye'yi yöneteceğini iddia etmektedir. Serok Ahmet pazarlık gücünü yükseltmek, 'ne alırsam, neyi kazanırsam kar' mantığıyla 6'lı masanın başlıca hizip odağına dönmüştür."
Bahçeli, HDP ile seçim ittifakı yapacağı söylenen Babacan'ın son açıklamalarının büyük bir hezeyan olduğunu vurguladı ve şöyle konuştu:
"Serok Ahmet' ve 'Selamsız Babacan' başta olmak üzere, tüm zillet partileri, altılı kumar masasına çökmüşler, 'ne üteriz, nasıl hileyle muhatapları zorda bırakırız' arayışına girmişlerdir. Türk siyaset ve demokrasisi adına utanç verici bir tablo karşımızdadır. Hepsinin derdi masadan kalkıp daha rahat bir koltuğa çöreklenmektir."
Bugün Sabah'ın manşetinde Nisan ayında açılması planlanan, Ortadoğu'nun hava lojistik merkezi olacak Çukurova Havalimanı'nın öyküsünü okuyacaksınız. Her gün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 20 sene önce hayal bile edemediğimiz tarihi projeler hayata geçiriliyor. Birbirinin kuyusunu kazmakla meşgul 6'lı masanın ayakları ise HDP ve FETÖ'ye göz kırparak oy devşirme peşinde. Washington Post'un geçtiğimiz günlerde yayınlanan analizinde belirtildiği gibi dünyanın en önemli seçimi giderek yaklaşıyor. Tüm bu yaşadığımız gelişmeler 2023 seçimlerinin önemini daha da arttırıyor.

***

BABACAN PKK'YA NEDEN GÖZ KIRPIYOR?
Geçtiğimiz günlerde "HDP ve DEVA Partisi seçime birlikte mi giriyor?" diye sormuştum. Bildiğiniz gibi HDP teşkilatı sahada DEVA ve Babacan'a çalışıyor. Babacan da bu ilgiyi karşılıksız bırakmıyor. Önce "Anayasa'dan Türklük tanımını çıkaralım" diyen Babacan daha sonra "TSK kimyasal silah kullanıyor" iftirasını atan Şebnem Fincancı Korur'a geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Şimdi de terörle mücadelede destan yazan Selçuk Bayraktar imzalı SİHA'ları hedef aldı. Babacan'a göre devlet tüm imkanları ile SİHA'lara destek oluyormuş. PKK'nın SİHA'lardan rahatsız olmasını anlayabiliyoruz. Peki Ali Babacan'a ne oluyor? Seçimlerde PKK sempatizanlarının iki tane oyunu almak için bunlara gerek var mı?
Babacan'ın bu tuhaf çıkışına Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar "Devletten tek kuruş almadık, banka kredisi bile kullanmadık" diyerek cevap vermiş. "27 ülkeye ihracat yapıyoruz" sözleriyle ekonomiye katkıda bulunduklarına vurgu yapan Bayraktar "Yüksek teknolojiden, milli teknolojiden bihaber olmanız, size müfteri olma hakkı tanımaz" diyerek sözlerini tamamlamış.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da "Bayraktar SİHA, dünyanın önünde selam durduğun oyun değiştiricidir. Saldıranlar ya ajandır, ya haindir, ya da embesildir." diyerek Babacan'a cevap vermiş.
Aynı saatlerde FETÖ ve Ermeni lobisinin en büyük destekçisi Michael Rubin de SİHA'lara yaptırım çağrısında bulundu. İlginç bir zamanlama değil mi?
Babacan ve Davutoğlu'nun siyasi hırsları aklının önüne geçmiş durumda. Seçimler yaklaştıkça daha da şok edici açıklamalarına şahit olacağız. Kılıçdaroğlu bunlardan kurtulmadan rahat yüzü göremeyecek.