Dünya "savaş, siyasi istikrarsızlık, enerji darboğazı, tedarik sorunları ve ekonomik krizler"le çalkalanırken, Türkiye'den gelen iyi haber tüm dünya medyasında öne çıktı. Türkiye'de muhalefet kendi aday sorununa çözüm bulamazken Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın enerji ve gıda krizlerine diplomatik çözümler üretiyor. Erdoğan'ın 24 saat içinde Rusya Devlet Başkanı Putin'le "lider diplomasisi" yaparak çözdüğü tahıl krizi, tüm dünya medyasının manşetlerindeydi.
Washington Post, tahıl krizinin çözümünde Türkiye'nin önemine değindi. New York Times, Putin-Erdoğan görüşmesinden sonra krizin çözüldüğüne dikkat çekti. Guardian ise Türkiye'nin rolünün öneminin altını çizdi. Liste böyle uzayıp gidiyor.
Erdoğan'ın diplomasideki 20 yıllık tecrübesi, onu dünyada önemli bir siyasi aktör haline getirdi. Erdoğan'ın diplomatik hamleleri 2023 seçimlerine de damga vuracak gibi görünüyor.
Bir tarafta kendi ülkesinin güvenlik güçlerine "Ordu kimyasal silah kullanıyor" ve "Türkiye uyuşturucu paralarıyla cari açığı kapatıyor" şeklinde iftiralar atan bir ana muhalefet var. Diğer yanda sadece ülkesinin veya bölgesinin değil dünyanın küresel sorunlarına kafa yoran, çözüm üreten bir Cumhurbaşkanı
FETÖ ile PKK'dan beslenen bir ana muhalefet ve lideri için "Bunlar artık Türkiye için bir güvenlik sorunu" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ne demek istediğini şimdi daha iyi anlıyoruz.
Türkiye iyice keskinleşen bu ayrımla 2023 seçimlerine gidiyor. Bu ayrımı gören seçmenin de ferasetine güveniyorum.
***
DÜNYA İYİCE KARIŞIYOR
Pakistan'ın eski başbakanı İmran Han'a suikast girişimi gerçekleşti. Konvoyuna ateş açılan Han, bacağından vuruldu. Eski başbakana Kalaşnikof tüfekle ateş eden saldırganın yakalandığı bildirildi. Hatırlanacağı gibi bir yargı darbesiyle görevinden uzaklaştırılan İmran Han, erken seçim talebiyle binlerce destekçisiyle yürüyüş gerçekleştiriyordu.
Çok benzer gelişmeler dünyanın öbür ucunda, yani Brezilya'da da yaşanıyor. Brezilya'da Lula da Silva'nın seçimi almasından sonra sokakların ve kışlaların önünü dolduran Bolsonaro taraftarları askeri darbe istedi. Brezilya'da yapılan seçimden birbirine çok yakın ve tartışılan bir sonuç çıkmıştı.
Dünyanın hemen her ülkesi gibi bu iki ülke de ABD ve Batı kaynaklı küresel güçlerin kurbanı. Bu güçlerin çıkarlarına göre dünyada her türlü lider veya harita değişikliği meşru sayılıyor. Eğer bunların dediklerine inanırsanız dünyaya barış ve demokrasi götürmeye çalıştıklarını bile düşünebilirsiniz.
Mesela Papa, dinlerarası diyaloğu artırmak için Bahreyn'e gidiyor. Bu ziyaretinde hem dinlerarası diyaloğu hem de yabancı düşmanlığını ele alacakmış. "Dinlerarası diyalog" sözü, CIA'nın kuklası FETÖ'nün de sıklıkla kullandığı bir kavram olunca insan ister istemez huylanıyor tabii.