Kılıçdaroğlu ve PKK eşzamanlı olarak terörist kıza sahip çıktı

Bir gün dediğinin ertesi gün tersini söyleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir polisimizi şehit eden terörist kızın dağda görevinin başında olduğunu açıkladı. Kaynağı ise PKK'nın sosyal medya hesapları ve örgütün haber ajansı ANF.
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan ilk açıklamaya göre, bir polisi şehit edip bir polisi yaralayan teröristlerin bir tanesi parmak izinden kimliği belirlenmişti. Diğer terörist kadın ise paramparça olduğu için henüz kimliği belirlenememişti. Ancak Kılıçdaroğlu'nun iddiasına göre kimliği belirlenen terörist aslında sağ salim dağda PKK kampında görevinin başındaymış.
Skandal açıklamalar bununla da sınırlı kalmadı. Dün Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın konuğu olan Kılıçdaroğlu bir kez daha CHP'nin "Mağdur gazeteciler" listesinde olan ancak PKK tarafından "dağda görevinin başında" olduğu açıklanan terörist kıza sahip çıkmaya devam etti. Dahası, İçişleri Bakanlığı'nı ve devletin kurumlarını CHP'den ve milletten özür dilemeye davet etti. Yani Kılıçdaroğlu "Aslında o terörist ölmedi PKK kampında yaşıyor ve görev bekliyor" iddiası üzerinden devletten özür bekliyor. Böyle komik bir özür gerekçesi olabilir mi?
Kılıçdaroğlu'nun bu hamlesine şaşırtan destek nereden geldi dersiniz? PKK'nın haber ajansı ANF'den... ANF, Mersin'de terörist saldırısında öldüğü açıklanan Dilşah Ercan'ın PKK kıyafetleriyle videosunu yayınladı. Kılıçdaroğlu'nun yaşadığı için sevindiği Dilşah Ercan, videoda polis ve askerimize kurşun sıkma sözü veriyordu.
Anlayacağınız Kılıçdaroğlu'nun Halk TV'deki PKK'lı teröristi aklamaya yönelik algı operasyonuna eşzamanlı olarak PKK'nın ajansından destek geldi. Hiçbir CHP'li de çıkıp "biz niye PKK'lı terörist kızı aklamaya çalışıyoruz" demedi.
Bu noktada şu soruları sormak gerekiyor: Diyelim ki, Mersin'deki canlı bomba aslında farklı, Kılıçdaroğlu'nun "Mağdur gazeteci" olarak lanse ettiği terörist gerçekte yaşıyor ve dağda terör faaliyetine devam ediyor. Bu CHP'yi temize çıkarır mı? CHP tarafından yayınlanan ve teröristleri basın mensubu gibi gösteren "Tutuklu Gazeteciler" raporu skandalını ortadan kaldırır mı?
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarında bir nokta daha dikkatimi çekti. "Selahattin Demirtaş demek HDP demek değilmiş". Dün Canan Barlas'la gündem programına konuk olan şehit annesi ve Diyarbakır milletvekili Oya Eronat yaptığı tespitte "PKK'nın siyasi kanadı olan HDP'nin CHP'yi tamamen ele geçirdiğini ve HDP ne isterse onun olacağının" altını çizmişti. Kemal Kılıçdaroğlu'nun verdiği bilgiler ve yaptığı açıklamalar bu analizin doğru olduğu yönünde. Artık Kılıçdaroğlu ne yazık ki "yanlış terörist öldürdünüz" diyecek seviyeye gelmiş. Bunu da hiç çekinmeden, kamuoyunun gözünün içine baka baka yapıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "CHP milli güvenlik sorunu haline geldi" diye boş yere söylemiyor. Alın size en güzel kanıt.