İran’daki ayaklanmanın arkasındaki güçler

İran'da 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin "hicap kurallarına uymadığı" gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra ölümü üzerine başlayan gösteriler devam ediyor. Kesin ölü sayısı açıklanmazken, devlet televizyonu olaylar sırasında şu ana kadar 35 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Elon Musk ise uydu internet hizmeti Starlink'in İran'da aktif hale getirileceğini açıkladı.
Yaşadığımız tecrübelerden de biliyoruz ki hiçbir ayaklanma kendiliğinden çıkmıyor. Arkasında mutlaka "küresel güçler" ve özellikle "CIA" oluyor. "Turuncu devrim" denilen Soros destekli ayaklanmaları artık dünyada bilmeyen yok. Belli ki İran'da yaşananlar da benzer bir olay.
Hatırlanacağı gibi İran, Şanghay İşbirliği Örgütü'ne katılmış ve Rusya'yla ilişkilerini çok sıkılaştırmıştı. Küreselciler şimdi bu irade kırılsın diye ellerinden geleni yapıyor. Benzer baskılara biz de hazırlıklı olmalıyız. Nitekim Rusya'yla gitgide artan ticaret hacmimize karşı homurdanmalar başladı bile. Kimse bu savaşın, insanları "sıfırlama savaşı" olduğunu unutmamalı.
Nükleer tehditler havada uçuşsa bile asıl amaç "ekonomileri kontrollü bir şekilde batırıp insanların varlıklarını ele geçirmek". Planlarını, ele geçirdikleri siyasetçiler üzerinden kusursuzca yürütüyorlar. Avrupa'da tek bir siyasetçinin bile bu gidişata dur diyememesi bunun en büyük delilidir. Mesela, İngiliz ekonomisinde büyük panik var. Tarihte ilk defa İngiliz Sterlini'nin doların altına düşme ihtimali belirdi.

DENGE POLİTİKASINA DEVAM
Siyasetçilerin ellerine geçiremedikleri yerlerdeyse "darbeler, ayaklanmalar, askeri operasyonlar" sıra sıra geliyor. Türkiye'nin önünde iki tane ibret verici örnek var. Bir tanesi Batı'ya tam teslim olmuş Ukrayna, diğeri de Batı'ya tamamen direniyor gibi görünenen İran. İkisinin de durumu ortada.
Türkiye'nin tek alternatifi ise Türkiye gibi olmak. Batı ile Doğu arasındaki eşit uzaklığımızı koruduğumuz müddetçe sırtımız yere gelmez. Ama kazayla bu denge Doğu'ya veya Batı'ya kayarsa da başımız beladan kurtulmaz.

UKRAYNA'DAKİ REFERANDUM
Önümüzdeki ibret verici Ukrayna örneğinden devam edecek olursak, Putin'in Ukrayna'nın dört bölgesindeki referandumu devam ediyor. Birçok ülke gibi Türkiye de bu referandumu kınadı ve bunun Birleşmiş Milletler yasasına aykırı olduğunu iddia etti. Ancak nedense ABD'nin yaptığı hiçbir şey Birleşmiş Milletler kurallarına aykırı olmuyor. Ancak bu konuda gözden kaçırılmaması gereken husus, Rusya bunu Birleşmiş Milletler kurallarına uymak için değil, genişleteceği askeri operasyonu kendi yasalarına uydurmak için yapıyor.
Putin, Avrupalıların donarak geçireceği kış için hazırlıklarını tamamlıyor. Yani Batı cephesini "hem askeri hem de enerji açısından" çok zor günler bekliyor.