Türkiye kamuoyu, Yunanistan'ı kukla gibi oynatan NATO'yu ve Amerika'yı çok ciddi biçimde tartışmaya başladı. Özellikle NATO müttefiki ve komşumuz olan Yunanistan'ın Lavrion kampında FETÖ'cü ve PKK'lıları besleyip desteklemesi kamuoyunda öfke sebep oluyor.
Komşumuz ve müttefikimiz bununla da kalmıyor. Yunanistan, geçen sene Türk hava sahası ve karasularına yönelik toplam 1616 ihlal ve tacizde bulunurken, söz konusu rakam bu yılın sekiz ayında 1123'e ulaşmış durumda. Türk jetleri, 14 ayrı olayda3 bin 372 saniye radar kilidiyle tacizedilmiş. Ayrıca Yunanistan'ın her adasına bir askeri üs kuran ABD'nin Türkiye'de sadece bir üssü var. Onun adı da İncirlik. Türkiye zaman zaman üssü kapatmayı da düşünüyor. Bu konu özellikle 1974'teki Kıbrıs Savaşı sonrasında ABD tarafından Türkiye'ye ambargo uyguladığı zaman gündeme gelmişti. Türkiye ile ABD ilişkileri ne zaman gerilse İncirlik Üssü gündeme gelir. Ayrıca 15 Temmuz FETÖ ihanetinde İncirlik Üssü hakkındaki şaibeler hâlâ devam ediyor.
Anlatmak istediğim şu; Amerika Yunanistan adalarına konuşlanacağım derken bölgedeki en stratejik üssünü ve Türkiyegibi çok önemli bir müttefikini kaybetmeklekarşı karşıya. Kimse olmaz olmaz demesin. Dünya siyasetinde her gün başdöndürücü gelişmelerin yaşandığı günümüzde herşey olabilir.
Küresel Batı cephesinin en önemli kollarından biri olan Avrupa birliği, Rusya'ya koyduğu ambargolarla kendini batma noktasına getirdi. ABD'nin başında zaten varlığı ile yokluğu belli olmayan Biden isimli bir zat var. Yani her türlü mantık dışı karar ihtimal dahilinde. Yunanistan Türkiye'ye saldırır mı sorusu da bu çerçevede değerlendirilmelidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST'te yaptığı konuşmada ilk kez Yunanistan'a bu kadar sert çıktı. Umarım, Yunan hükümeti bu konuşmanın satır aralarında verilen mesajı doğru algılamıştır. Eğer Türkiye'ye karşı bir çılgınlık yapmayı düşünüyorsa, ABD'nin gazına gelerek çılgınlık yapan ülkelerin akıbetlerine bir kez daha bakmasını tavsiye ederim.
İNGİLTERE'NİN YENİ BAŞBAKANI
Bugün İngiltere yeni başbakanını seçiyor. 2000 muhafazakâr parti delegesi Dışişleri Bakanı ve Maliye Bakanı arasında seçim yapacak. Kazanan kişi de Boris Johnson'un boşalttığı koltuğa oturacak. Tabi merak edilen birçok konu var. Bunların başında yeni başbakanın Ukrayna-Rusya savaşında nasıl bir dış politika izleyeceği... Bakalım yeni yönetim tansiyonu düşürecek mi? Yoksa AB'yi ateşe atma pahasına yangına körükle mi gidecek. Bu kış, Ukrayna'yı Rusya ateşine atarak adeta intihar eden Avrupa'yı konuşmaya devam edeceğiz.
ABDULLAH GÜL ADAY OLUR MU?
Türkiye siyasetinde ise müjdeli bir haber var! 6'lı masanın cumhurbaşkanı adayları arasında Abdullah Gül'ün adı yeniden konuşulmaya başladı. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Abdullah Gül'den bahsederken "Bu ihtimal gerçek olabilir" dedi. Zaten Abdullah Gül geçen gün bütün resmi bayramlara katıldığını açıklayarak altılı masaya göz kırpmıştı. 6'lı masanın aday borsasında son durum şu: CHP Kılıçdaroğlu'nu dayatıyor. Akşener Mansur Yavaş'ı istiyor. Deva, Gelecek ve Saadet ise Abdullah Gül ismini zorluyor. HDP bir sol ittifaka giderek Demirtaş'ı aday gösterebilir. İmamoğlu ise yarıştan çekilmiyor. Bu tablodan nasıl bir ortak aday çıkar bilemem. Ama görünen o ki Millet İttifakı'nın taraftarlarının sabrı da liderlerine olan inancı da tükeniyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.