Madrid, Türk dış politikasının dönüm noktası

70 yıldır NATO üyesi olan Türkiye'nin müttefikleri artık sabrımızı zorlamaya başladı. Madrid'deki NATO Zirvesi'ne katılmak üzere yola çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da yaptığı basın toplantısında "Batı cephesine" karşı çok net konuştu. Sabrımızı zorlayan ülkelerin, kişilerin ve olayların listesini verdi.
YUNANİSTAN'LA GÖRÜŞÜLMEYECEK
Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nin PKK/PYD'ye yaptığı silah yardımı, F-16 sorunu, Yunanistan'ın Türkiye'yi hedef alan Amerika bazlı silahlanması, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Madrid Zirvesi'nde seslendireceği konular arasındaydı. Erdoğan, Miçotakis ile görüşmenin artık söz konusu olmadığını ve Yunanistan'la yapılacak toplantıların iptal edildiğini de açıkladı. 15 Temmuz darbe girişimindeki FETÖ'cülerin tümünün Yunanistan'a sığındığının da altını çizdi.
Aynı şekilde İsveç ve Finlandiya'nın koruduğu PKK'lılardan 39'unun iadesini istediğimizi ve bir ses çıkmadığını öğrenmiş olduk. Ancak nedense İsveç ve Finlandiya'nın sözcüleri hâlâ Türkiye'yle müzakerelerin iyi gittiğini söylüyorlar.
NATO ZİRVESİ ÇOK ÖNEMLİ
Görüldüğü gibi Madrid, Türkiye açısından bir içini boşaltma vesilesi olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan açık açık Amerika'dan hesap soracak. Erdoğan, Amerika'nın Yunanistan'daki askeri yığınağının Rusya'ya karşı yapıldığını söyleyen Başkan Biden ile yüzleşecek ve bu ülkenin Türkiye'ye karşı kullanılmak üzere TIR'lar dolusu silahı PKK'ya gönderdiğini de sorgulayacak.
Bir açıdan NATO Zirvesi, Türk dış politikasında bir dönüm noktası olabilir. Çünkü müttefik olarak gördüğümüz ülkelerin, Türkiye'nin aleyhindeki her faaliyeti desteklemeleri artık gizlenemez hale geldi. Her şey göz önünde oluyor. Bakalım bizi ve dünyayı daha neler bekliyor?
ABD'DE İNSANLIK TRAJEDİSİ
Bu arada NATO vesilesiyle tüm dünyaya "barış!" götüren Amerika'nın güney sınırında terk edilmiş bir TIR'da 46 ceset bulundu. Amerika'ya göç etmek isterken hayatlarını kaybeden bu insanların trajedisi ülkeyi sarstı. Benzer görüntüleri İspanya-Fas sınırında da görmüş ve dehşete düşmüştük. Tabii başka coğrafyalarda milyonların kontrollü savaş senaryolarında ölmesinin hiç kimseyi sarsmaması da başlı başına bir insanlık trajedisi.