20. yüzyılın ikinci yarısında bir Başbakan ve iki bakanın idam edildiği bir ülkede orman yangınları dolayısıyla olsa da idam cezalarının tartışılması garip oluyor. AslındaTürkiye'nin idama alışmış bir tarihivar. Hatta suikastlerin seçimin yerinegeçtiği dönemleri bile yaşadık.
ÖLDÜRÜLEN PADİŞAHLAR
Düşünün ki Osmanlı İmparatorluğu'nun en görkemli padişahı Kanuni Sultan Süleyman, Fatih Kanunnamesi'ne dayanarak oğlu Mustafa'yı ve iki torununu iftara davet edip gece yarısı boğdurmuştu. Padişahlara, çocuklarını, torunlarını ve kardeşlerini öldürme yetkisi veren Fatih Kanununamesi'ni 1. Ahmet kaldırdı. Ama tabii ki öldürme alışkanlığı burada bitmedi. Örneğin Genç Osman öldürüldü. Üçüncü Selim katledildi. Sultan Abdülaziz öldürüldü.
CUMHURİYET'İN İDAMLARI
Cumhuriyet dönemi de idamlarla dolu değil mi? Örneğin Cumhuriyet'in ilk yıllarında, İzmir suikasti davasında yargılanan siyasetçilerden bazıları idam edildi. Kısacası bizim idamı artık aklımızdançıkarmamız lazım. Geçenlerde çok eğitimli aklınaçok güvendiğim birisine AdnanMenderes'in idamını sordum. Şöylecevap verdi: Madem ezanı Arapçaokutmaya başlattı iyi ki idam edildi. Bir askeri darbe döneminde degençler idam edilirken darbeninlideri "bunları asmayalım da besleyelimmi" diyordu. Özetlersek ormanyangını vesilesiyle veya herhangi şekildeidamı yeniden tartışmak ve bunu özlemekayıptır, insanlığa aykırıdır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.