Dünyadaki gelişmeleri izlerken beni en fazla şaşırtan şey, bazı ülkelerin Türkiye'yi düşman olarak görmeleridir. Bu arada sırtımızı dayadığımızı zannettiğimiz en büyük müttefikimiz Amerika'nın bu ülkelerin başında gelmesi çok düşündürücüdür. Yani son haberlere bakarsanız, Amerikan ordusu yine YPG'ye asker ve silah desteğinde bulundu. Ayrıca Yunanistan'daki Amerikan yığınağı daha da artırıldı.
Söylediğim gibi, bazı ülkelerin özellikle Amerika'nın Türkiye'yi hedef olarak görmesi akla sığmıyor. Ancak akla sığmayanlar sadece dış politikada değil. Mesela eski Cumhurbaşkanı AbdullahGül, önceki gün eski Başbakan AhmetDavutoğlu ile tam 3 saat baş başa görüşmüş. Bu ikili acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan başka hangi konuyu görüşmüşlerdir?
RÜYA DEĞİL GERÇEK
Dış politika, iç politika derken bu tür saçmalıklarla karşılaşıyorsunuz ve en kötüsü de Türkiye'nin tarihinde hiç görmediği başarıların bir kesim tarafından yok sayıldığına şahit oluyorsunuz
Şu anda 28 milyon özel aracın Türk vatandaşları tarafından sahip olunduğu eskiden rüyada bile görülemezdi. Ya da Çanakkale Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü gibi tesisler ancak masallara konu olurdu.
Şimdi bunların hepsi gerçek, ama bir kesime bakarsınız Türkiye'nin tek derdi Amerikan Doları'nın Türkiye'ye hâkim olması. Oysa biliyoruz ki böyle bir şey mümkün değil. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri, dolar basan matbaalara sahip olmasına rağmen kendisine sahip değil. Amerikan Başkanı olarak ilan edilen Biden'ın akıl sağlığı bile tartışmalı.
Bu yapısıyla Türkiye'yi hem askeri hem de finansal açıdan tehdit edebilmesi ne kadar mümkündür ki?
KENDİMİZE GÜVENMELİYİZ
Neticede Cumhurbaşkanı Erdoğanbu gerçekleri çok iyi görüyor. BöyleceTürkiye bu coğrafyanın ve dünyanınsöz sahibi ülkelerinden biri haline geldi.Örneğin, Libya ile yapılan işbirliği sonucuDoğu Akdeniz Türk denizi haline gelirkenveya Azerbaycan'a destek veripbölge Ermeni tehdidinden kurtarılırkenkimse "Türk Lirası, dolar karşısındaçok değersiz" diye görüş belirtmiyor.Doların değeri sadece Cumhuriyet HalkPartisi'ni ilgilendiriyor.
Gerçeklere dönersek, dünyadaki salgınlar ya da Amerika tarafından kullanılan zayıf iradeli ülkeler, hayatımızı etkileyemez. Bunu iki sene süren salgın sırasında bir kez daha gördük. Bu dönemde yasaklara rağmen Türkiye ekonomik açıdan büyüdü ve şimdi ihracat rekorları kırıyor.
Bizler kendimize güvenmeye devam ettiğimiz sürece dünyadaki olumsuzluklar bizi fazla etkilemez.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.