Cumhurbaşkanı Erdoğan, bize ağızdan çıkan sözlere güvenmeyi öğretti. Erdoğan ne dediyse onların hepsi gerçek oldu.
Bu sadece üçüncü köprünün yapımı değil, Çanakkale Köprüsü'nün yapımı değil, Boğaz'ın altından geçmek değil ya da İstanbul'a yeni havalimanı yapmak değil, her konuda çok açık konuştu.
FETÖ'ye karşı, PKK'ya karşı, PYD'ye karşı söylenecek ne varsa söyledi ve bu söylediklerinin hepsini de yerine getirdi.
KILIÇDAROĞLU'NUN ÇELİŞKİSİ
Aynı şekilde Libya konusunda, Azerbaycan konusunda, Yunanistan konusunda söylediği hiçbir şeyin dışına çıkmadı.
Şimdi biz toplum olarak siyasetçilerin ağızlarından çıkan sözlere güvenmeyi öğrendik.
Ve biliyoruz ki, iyi siyasetçi ağızdan konuşur.
Bir de karnından konuşanlar var.
Mesela, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu alın. "Deniz Baykal'ın yerine geçmeyeceğim"dedi, ama geçti. "PKK'ya karşıyım" dedi, ama tezkereye "hayır" oyu verdi. "Türkiye'nin bağımsızlığınasaygılıyım" dedi, ama büyükelçileremektuplar yazıp Türkiye'nin yatırımlarınısabote etmeye çalıştı.
SES DEĞİL, GÜRÜLTÜ
Acaba biz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sonra karnından konuşan politikacılara ne kadar alışabileceğiz?
Benim gördüğüm, işimiz zor.
Çünkü karnından konuşanların çıkardıkları her ses, "ses" değil, "gürültü"dür.
Hatta bazen kokulu gürültüdür.
Ne yazık ki Kemal Kılıçdaroğlu,yılların Cumhuriyet Halk Partisi'ni buhale getirdi.
Acaba bu adamla "helalleşmek"mi gerekiyor yoksa "haramlaşmak"mı?
Buna birlikte karar verelim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.