Geçen günlerde Türk siyasetini çığırından çıkaran yanlışlıklara değindik.
Bunlar sırasıyla yalancılık, FETÖ'cülük, PKK'lılık ve küfürbazlıktı
Herkesin bu konuda görüş birliğinde olacağını zannettim. Yani yalancılığı ya da küfürbazlığı herkesin reddedeceğini zannettim.
PKK'yı desteklemenin veya FETÖ'cü olmanın çok büyük bir ayıp teşkil edeceğini düşündüm.
YALANCILAR HEP KAYBEDER
Meğer yanılmışım; yalancılığa, küfürbazlığa, FETÖ'cülüğe düşkün ve onsuz yapamayacak ne kadar çok siyasetçi varmış.
Her gün televizyon programlarında kendilerini muhalif olarak sunanlar, küfürbazlığı, yalancılığı, FETÖ'cülüğü över gibi konuştular.
Bu hastalıkları nasıl tedavi edeceğimizi bilemiyorum.
Aslında her seçim sonunda yalancılar ve küfürbazlar kaybediyor.
Bu arada Fetullahçılık, sanki bazılarının vazgeçilmez bir özelliği.
Adliye, polis, güvenlik güçleri arıyorlar, tarıyorlar, buluyorlar ama bir türlü sonunu getiremiyorlar.
Aynı şekilde 1984'ten beri binlerce Türk'ün hayatına mal olan PKK terörü, hâlâ bazı partiler açısından itibarlı bir olay.
O kadar ki PKK'ya karşı harekâta girişilirken bazı partiler bunu kınıyorlar.
Daha da ötesi, en büyük müttefikimiz Amerika, PKK'yı silahla ve parayla besliyor.
BOĞUŞAN TEK SİYASETÇİ
Beklentimiz Paris İklim Anlaşması'yladünyanın sonunun gelmesini önlemek.
Ama Türkiye için dünyanın sonu, sözünü ettiğim hastalıkların topluma egemen olmasıyla mümkündür.
Bu bakımdan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2023'te kesin bir zafer kazanması için ne yapmak mümkünse yapacağız.
Çünkü sözünü ettiğim çarpıklıklarla boğuşan tek siyasetçi, TayyipErdoğan'dır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.