Takvim yapraklarındaki bazı sayılar, Türkiye'nin kötü günlerini ifade edebilir.
Bunlara bir örnek, 27 Mayıs 1960'tan, yani ilk askeri darbeden verilebilir.
İkinci büyük örnek de 6-7 Eylül 1955'te vandallığın ve yağmacılığın Türkiye'ye hâkim olmasıdır.
6-7 Eylül, demokrasimiz ve siyasetimiz için gerçekten bir utanç gecesidir.
Anlaşmazlık süren Kıbrıs'ın diplomatik bir çözüme ulaşması zor görülünce Türkiye'de birileri vandallığı organize etmiş ve bindirilmiş kitleler İstanbul'da Rumlara, Ermenilere, Yahudilere ve bu arada Türklere ait işyerlerini yağmalamışlardır
Yetmezmiş gibi Fener Rum Patrikhanesi basılmış, ölü patrikler tabutlarından çıkarılıp atılmıştır.
Balıklı Rum Hastanesi de yağmadan payını almıştır.
DİPLOMASİ ZORLAŞTI
Bugün hâlâ Kıbrıs bizim için çözümsüz bir sorun olarak yerinde duruyorsa bunun ana nedenlerinden biri, 6-7 Eylül gecesi Türkiye'de sahnelenen vandallıktır.
O geceden sonra Türkiye'de aklın gerektirdiği ve diplomasinin gereği olan adımların atılması zorlaşmıştır.
1960'ta sorunu çözmek için Londra'ya giden Adnan Menderes'in uçağı düşmüş, Menderes yaralı kurtulmuştur.
SOĞUKKANLI SİYASET
Olayları bugün değerlendirirsek önümüze somut gelişmeler çıkar.
Daha sonra da defalarca gördük, birileri bilinçsiz kitleleri kışkırtıp demokrasinin ve istikrarın karşısında gösteriler yapmaya kalkıştı.
Sonuçta bundan hep Türkiye zararlı çıktı.
Türkiye'nin çıkarı için akılcı yol, soğukkanlı, rekabetçi siyaset ve evrensel diplomasidir.
Şimdi bunu daha şiddetli hissediyoruz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.