Kriz dönemlerinde hep sorulan soru “Hepimiz aynı gemide miyiz” şeklindedir
10.08.2020, Pazartesi
Medya arkeolojisi yapanlar 2'nci Dünya Savaşı dönemindeki Türk medyasında yoğun şekilde karaborsacı karikatürlerinin yer aldığını görmüşlerdir. Her şeyin kıt olduğu ve ekmeğin bile karne ile verildiği o yıllarda, karaborsacılar çok para kazanırlardı. Düşünün ki 1942- 44 yıllarında otomobil kullanmak yasaktı. Çünkü Türkiye'de benzin yoktu. Ve o yıllarda belirli kesimler her şeye sahiptiler.
Aynı gemide olmak
Şimdi de koronavirüs salgını, benzer durumları gündeme getiriyor. Özellikle Batı medyası sık sık "Aynı gemide miyiz" benzeri sorgulamaları yapmakta... Düşünün ki mart-nisan arasında 22 milyon Amerikalı işsiz kalmış. Buna karşı aynı dönemde Amerikalı milyarderlerin servetleri 282 milyar dolar artmış. Durumu irdeleyen gazeteciler, zenginlerin özel uçakları ile belirli lüks mekanlarda çılgınca para harcadıklarını yazmaktalar. Buna karşı işsizlerin hastalıkları için ilaç parası bulamadıkları gözlemlenmekteymiş.
Bizdeki durum
Bizde de koronavirüs salgınının görüldüğü mart ayından beri, hepimizin aynı gemide olup olmadığımız kuşkusu geçerli değil mi? Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere hemen her kes salgına karşı yek vücut olarak mücadele verirken, birileri bu fırsatı farklı biçimde değerlendirmiyorlar mı? Bir dönemde şehir hastanelerinin yapılmasına karşı çıkan ana muhalefetin bu tutumu bile bir örnek değil mi?
Çok mutlular
Türkiye'de kimlerin servetlerinin bu dönemde Amerika'daki gibi katlanarak arttığını bilemiyoruz. Ama Türk Lirası'na dönük dış kaynaklı ve kısa süre içindeki 3'üncü operasyon bile, birileri tarafından mutlulukla karşılandı ve bunu kara propaganda için vesile olarak değerlendirdiler.
Erdoğan'ın gözlemleri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, cuma günü piyasalarda hareketliliğin arttığı dakikalarda yaptığı açıklamada "Yılbaşı itibarıyla (dolarda) 10 liradan falan bahsediyorlardı. Ama şimdi nerelere geldi? Ekonomide söylenenlerin hepsi bir tarafa. Hazine ve Maliye Bakanı'mla ilgili sosyal medyada yaptıkları karalamalar... Bunlar yetişemedikleri üzüme koruk diyor. Sen ülkeye bak ülkeye, Türkiye nerede, Batı nerede, dünya nerede? Şu anda 150'ye yakın ülkeye, koronavirüs salgınıyla ilgili maskeden tuluma, ilaçlara varıncaya kadar her şeyi gönderiyoruz. Bunlar bedelsiz olmuyor, görmüyor musunuz? Dalgalanmalar her zaman olur. Döviz de, altın da, TL de yerli yerine oturacak. Bunlar gelip geçici şeyler. Türkiye'de ekonomi sistem olarak oturmuştur. Bu konularda rahat olun" diye konuşmuştu.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.