Amerikalı ve Avrupalı politikacılar Türkiye’deki yönetimin farkında değiller mi?

Nasreddin Hoca bir gün yolda eski bir tanıdığına rastlamış.
Hoşbeşten sonra bu eski tanıdık Hoca'yı yemeğe davet etmiş, "Hocam yarın akşam bize gel, tuz ekmek yeriz, sohbet ederiz" demiş.
Hoca ertesi akşam o adamın evine gitmiş.
İkinci katta kurulu sofranın çevresine çökmüşler. İşin garip yanı, sofrada adamın söylediği gibi sadece tuz ve ekmek varmış.
Hoca çaresiz ekmeği tuza batırıp yerken, sokaktan bir dilencinin sesi gelmiş. Dilenci kapıda durmuş, "Allah rızası için fakire bir sadaka verin" diye sesleniyormuş.

Dediği dedik adam
Bu sesten rahatsız olan ev sahibi kalkıp pencereye gitmiş. Aşağı eğilip kapıdaki dilenciye "Defol git, aşağıya gelirsem seni gebertirim" diye bağırmış.
Ancak dilenci ev sahibinin bu tehdidine hiç aldırmamış... "Allah rızası için fakire bir sadaka verin" diye seslenmeye devam etmiş. Ev sahibi de yine "Defol git, aşağıya gelirsem gebertirim" diyerek aşağıya bağırmış. Bu durumu izleyen Nasreddin Hoca yerinden kalkıp pencereye gitmiş. Aşağıya eğilmiş ve dilenciye "Kardeşim buradan hemen git, 'gelirsem seni gebertirim' diyen adamın dediği dediktir. Bana 'tuz ekmek yeriz' dedi ve sofrada sade tuz ve ekmek vardı. Aşağıya gelirse söylediğini mutlaka yapar"

Siyasetçi türleri
Siyaset yaşamında da aktörleri bu açıdan değerlendirmekte yarar vardır.
Bazıları çok konuşur ama söylediklerini pek yapmazlar. Buna karşı bazılarının dediği dediktir. Ağızlarından çıkanı mutlaka yaparlar. Eğer kişilerdeki bu farklılıkların farkına varmazsanız, gelecekte neler olacağını pek tahmin edemezsiniz.

Siyasetçi tarifi
Gerçi Winston Churchill'in de bu gibi durumlara ilişkin bir tahlili vardır. Şöyle der İngiliz devlet adamı: "-Politikacı yarın, öbür gün ve gelecek sene neler olacağını tahmin ve tahlil eden adamdır.
Öngördüğü şeyler gerçekleşmediği zaman da, bunların neden olmadığını anlatan adamdır politikacı..."

Farkında değiller
Şu anda beni şaşırtan politikacıların bazıları Amerikalı bazıları da Avrupalılar. Bunların başka işleri güçleri yokmuş gibi bazen S-400'ler, bazen de Akdeniz'deki doğal gaz yatakları yüzünden Türkiye'yi tehdit ediyorlar. Bunlar son yıllardaki Türkiye'yi doğru tahlil edebilseler, Türkiye'de siyasete yön veren liderin dediği dedik bir kişi olduğunu anlarlardı. Yani Suriye'de, Fırat'ın doğusunda bir gün mutlaka güvenli bir bölge kurulacağını ve bir gün F-35'lerin yerini başka uçakların dolduracağını görmek herhalde zor olmasa gerektir.