Kılıçdaroğlu ve ekibi siyaset ortamındaki rahatlamanın farkında değiller

Siyasetçiler için en gerekli niteliklerden bir tanesi de "Gözlemcilik"tir. Gözlem yeteneği olan bir siyasetçi çok yanlış yapmaz. Zamanı doğru değerlendirir. Zamansız çıkışlarla gerçek gündemin dışına düşmez.
Farkında değiller
Ne yazık ki şu andaki ana muhalefet partisinin yönetim kadrolarında sözünü ettiğim gözlemcilik yeteneğinin adeta zerresi bile yoktur. Oysa özellikle İstanbul Belediye Başkanı seçimi sonrasında Türkiye'deki siyasetin ruh haleti değişmiştir. Varlık sebeplerini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve AK Parti'ye takıntılı olmak gibi gören Beyaz Türkler rahatlamışlardır.
Seçim kazanılabilir
İstanbul Belediye Başkanı seçiminden sonra anlaşılmıştır ki, Erdoğan'ın diktatör olduğu şeklindeki iddialar sadece balondur. Bir parti veya bir kişi bilinçli ve akıllıca bir kampanya yaparsa, AK Parti'ye karşı seçim kazanabilir. İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'nun seçim kampanyası da böyle olmuş ve öfke ile tepki üzerine kurulu değil uyum ve hoşgörü üzerine kurulmuştur.
Hatalı tutum
Ne var ki CHP'nin yönetim kadroları başta Genel Başkan Kılıçdaroğlu olmak üzere, bu gerçeklerden haberdar değilmiş gibi davranıyorlar. Örneğin 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde bütün toplum yaşanılanları yeniden yüreğinde hissederken, CHP sözcüsü TBMM'deki konuşmasında FETÖ ile Cumhurbaşkanını ilişkilendirmeye çalışmıştır. Sonuçta ona AK Parti'den gerekli cevaplar verilmiş ve ortalık yine gerilmiştir.
S-400'ler sorunu
Şu anda Türk siyasetinin öncelikli gündem maddesi S-400'ler sonrasında Amerika ile ilişkilerde ne gibi gelişmeler olacağı üzerinde gelişiyor. İlk işaretler bu krizin ılımlı biçimde atlatılacağı yönündedir. Ama yine de ihtiyatlı olmakta yarar vardır. Ana muhalefet partisi olan CHP'den de bu noktada ulusal çıkarlar doğrultusunda Türkiye'nin yanında yer alması bekleniyor. Ama CHP'de bu konu sanki sadece AK Parti'nin meselesiymiş gibi ele alınıyor.
Hesap sorulur
Yazının başında da söylediğim gibi Türk siyasetindeki rahatlama ortamını gözlemleyemeyen CHP'de, sonunda mutlaka değişim rüzgarları esmeye başlar. Bu açıdan arkasında bir seçim zaferi bulunan Ekrem İmamoğlu sonunda mutlaka Kılıçdaroğlu'nu zorlayacaktır. Bu bakımdan Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi, siyasetin güncel gerçeklerine mutlaka uyum göstermelidirler. Özellikle FETÖ konusunda önce aynaya bakıp ondan sonra konuşmayı denemelidirler.